Divitçioğlu'nun Alfa yayınlarından çıkan külliyatını edineli bir yıl oldu.
Aslen iktisatçı olan Sencer Divitçioğlu, tarih alanında yöntembilimsel açıdan güçlü bir konumda duruyor. Toplum bilimleri, tarih, antropoloji, felsefe gibi alanlarda iyi bir okuyucu olması ve akademisyenlik kimliği bunda önemli bir etken...
Kaldı ki iyi bir tarih yazarının dil, sosyoloji, iktisat, felsefe, antropoloji ve hatta mitoloji gibi disiplinlere de hakim olması gerekiyor. Disiplinler arası çalışmalarla bir sentez oluşturamadığınızda: Talha Uğurluel, Kadir Mısıroğlu, Yavuz Bahadıroğlu, Mustafa Armağan oluyorsunuz.
Efsaneler biricik hakikatiniz oluyor.
Oysa gerçek tarihçi efsaneyi yadsımadığı gibi biricik hakikat olarak da görmemektedir. Tarihçi, tarihi tarih yapan güçler arasında inanç sistemlerinin ve efsanelerin de yer aldığının bilincindedir.
Gerçek tarihçiyi sahtesinden ayıran ana özellik efsaneleri sıradan okuyucuya pazarlama girişimiyle servis etmemesidir. İsmail Hakkı Uzunçarşılı, Halil İnalcık, Sencer Divitçioğlu gibi gerçek tarihçilerin etrafında yıkılmış bir imparatorluğun romantik, meczup fanatiklerini görmüyor olmamızın nedeni bundandır.
Kitaplarının okunma oranlarından bu durumu rahatlıkla görebilirsiniz. Çoğunluğun hakikate ayıracak ne zamanı ne azmi var. Dilerim Sencer Divitçioğlu gibi değerler daha fazla okunsun, küçük de olsa okunması adına katkım olsun.