Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Zaman tam şuanda durdu Şuan hareketsiz kalan yalnız düşüncelerim Düşüncelerim ölüyor ne yazık İzliyorum ne yazık amaçsızca Bir de bu kargaşada sen geldin aklıma anlamsızca CD'leri karıştırıyorum Sana benzeyen film var mı diye Sonra kendimi plakçıda buluyorum Hangi şarkı sensin diye 45'likleri karıştırıyorum Sahi bilmiyorum bin dokuzyüz kaçtın Bin dokuzyüz kaçta kaldı hayallerim (Muhammet Fatih Bektaş)
“Efendim?” “Diptesin, en dipte. Belli ki orada, öylece hareketsiz yatıyorsun günlerdir. Dipte olmak fırsattır oysa. Seni bekliyoruz, diyorum. Uyanacak mısın?” Ne diyor bu kadın ya? Kalk gidelim, kalk. Yorgunum, çok yorgun hissediyorum... Her şeyi anlamaya çalışmak, neden karıştı her şey bu kadar? Çünkü beni dinlemiyorsun, ondan. Hadi kalk! “Ben... kusura bakmayın... Anlamıyorum ne söylediğinizi, gitmeliyim.” Hızla kalkıp Dost’u tuttuğum gibi giderken arkamdan sesini duyuyorum: “Kaçtığın kendinsin, nafile. Her yer sensin. Hepsi senin...”
Reklam
. Sizi böyle bir kargaşa içinde bırakan, bu tür şeylerin peşinde koşmanız ve onlardan kaçınmaya çalışmanızdır. Yine de sizi aramıyorlar; onları arayan sensin. Onlar hakkında yargılamayı askıya alın. Ve bir anda hareketsiz kalacaklar ve kaçmaktan ve kovalamaktan kurtulacaksınız. ...
253 syf.
8/10 puan verdi
·
13 günde okudu
Yolcu koltuğundan şoför koltuğuna geçmek...
Yalnız olmaktan nefret ediyorum. Keseli hayvanlar gibi, bir başkasının derisinin altında yaşamak isterdim. Emniyette olmayı, sıcak, bakılıp gözetiliyor olmayı, havadan, hatta yaşamdan daha çok istiyorum... Öğrenecek çok şeyim vardı. Yaşadığım güçlüklerin birçoğunun başlangıcı çocukluğuma dek gidiyordu. Yine de bu noktada bırakamazdım. Nasıl
Sindrella Kompleksi
Sindrella KompleksiColette Dowling · Öteki Yayınları · 1999667 okunma
132 syf.
8/10 puan verdi
·
18 günde okudu
Gül-ü Bülbül
Aşk mıdır ki bî vefa güller elinden geceler İnletip bülbülleri ta subh-u güya eyleyen Neredeyse 2 buçuk haftada sindire sindire okuduğum bu kitap, Kara Fazlî’nin 2450 beyitlik Gül-ü Bülbül’ünün Türkçeleştirilmiş halidir. Kanuni Sultan Süleyman’ın oğlu Şehzade Mustafa’ya ithaf edilmiş olup, ithaf edilen kişiden de anlaşılacağı üzere Divan
Gül-ü Bülbül
Gül-ü BülbülKara Fazlı · kapı Yayınları · 20225 okunma
İçimi açıyorum sana, içimi döküyorum usulca. Konuşacak kimsem yok benim. Beni anlayan, beni dinleyen, yanımda olan birisi yok. Benim senden başka kimim kimsem yok. Senden başka gideceğim bir yerim de yok. Ne yaşarsam ben hep sana geliyorum. Çünkü ben ne sensiz bir şeye sevinmek ne de sensiz bir şeye üzülmek istiyorum. Başıma herhangi bir şey gelse sensiz ona ne tepki vereceğimi bilmiyorum. Ben her anı seninle yaşıyorum. Beni ayakta tutan bana dayanma gücü veren sensin bunu hissediyorum. Susmanla bile yetiniyorum aslında. Yanımda olduğunu bildikten sonra susman bile çok şey anlatıyor bana. Bir kere sarılsan dünyadaki tüm kötülükler son bulacakmış gibi. Başımı bir kere dizlerine koysam yıllarca uyuyacakmışım gibi. Gözlerine bir kere baksam hareketsiz kalacakmışım gibi. Cümlelerimin hepsi seninle başlayıp seninle bitecekmiş gibi. İçimden geçenlerin ne kadarını biliyorsun bilmiyorum. Bildiğim tek bir şey var ben seninle yaşadığımı hissediyorum. Bu yüzden seni koyuyorum içime. Bu yüzden nefes alıyorum seninle. Şimdi başımı yaslayabilir miyim dizlerine…
Reklam
Nakl olunur ki Cüneyd-i Bağdadi "kuddise sirruh" anlatır: Bir gün dervişlerle birlikte Şeyh Sırri Sekati "kuddise sirruh" hazretlerinin ziyaretine gittik. Marifetullahtan bir söz söyledi. O anda kendinden geçti. Hissiz ve hareketsiz oldu. Bir müddet öylece kalıp sonra kendisine geldi. Bana (Ey Cüneyd, benim nereye gittiğimi biliyor musun?) dedi. (Bilmem) dedim. Şöyle anlattı: (Beni aranızdan aldılar. Arş-ı âlaya götürdüler. Hak teâlâdan bir hitāb geldi. (Ey Sırri!) o anda bütün azalarım birbirinden ayrıldı. Tekrar birleşti. (Ben halk ile nasıl olurum bilir misin?) buyurdu. (Bilmem ya Rabbi) dedim. Buyurdu ki (Bütün insanların ruhunu yaratıp) Ben sizin rabbiniz değil miyim dedim. (Evet) dediler. Dünyayı onlara arzettim. On kısma ayrıldılar. Dokuzu dünyaya sarıldı. Bir kısmı rağbet etmedi. Bunlara Cenneti arz ettim. On kısma ayrıldılar. Dokuzu Cenneti sevdi. Bir kısmı rağbet etmedi. Bunlara muhabbetimi arzettim. Dokuzu firar etti. Biri kaldı. Bunlara belâ ve musibet gönderdim. Dokuz kısmı tahammül etmedi. Bir kısmı kaldı. (Muradınız nedir?) dedim. (Sensin yâ Rabbi) dediler. (Ben size çok belâlar musallat ederim) dedim. (Belaları sen gönderirsin. Bize tatlı gelir) dediler. Hak teâlâ buyurdu ki, (Madem ki isteğinizde sâdık olup hiç bir şeye bakmadınız, belalarıma sabr ettiniz. O halde ben sizinim ve siz benimsiniz.)
Sayfa 138 - Berekat Yayınevi 1982 BaskısıKitabı okuyor
27 öğeden 16 ile 27 arasındakiler gösteriliyor.