Yazar yaşadığı dönemin insanların parayla satılıp , kölelerin yaşadığı zorlukları , cariye adı altında insanların özellikle kız çocuklarının hırpalandığı , hor görüldüğü, degersizleştirildiği durumu kurgusal olarak konu almış.
Bu eserde Dilber 'in hayatına ortak oluyoruz. Onun küçük yaşta başlayan hüzünlü hayatı ve şanssızlığı okurken yüreğinize dokunacak türden .
9 yaşında Kafkasya'dan kaçırılan Dilber İstanbul'da belli miktar karşılığı zengin ailelere satılmaya başlıyor. İlk aile onu hor görüp , türlü işkencelere maruz bırakıyor. Büyüdükçe güzelleşen Dilber kaçsa da ölmek istese de halayık kaderinden kaçmıyor.
Miktarı artırarak satıldığı bir aile de ressam yeteneği olan Celal , Dilber'i model olarak kullanıyor. Dilber'in aşkı karşılık görse de kaderi halayık olduğu için Celal'le birleşmelerine engel olunuyor . Başka başka diyarlara göçüp sürüklenmeye devam ediyor.
Karşısına iyi niyetli biri çıkmasına rağmen buruk aşkı ve özgürlüğü tadamayan Dilber artık yaşayamaz duruma geliyor .
Toplumsal sınıflandırma, hiyerarşik yönetim , kölelere azap , ızdırap Dilber üzerinden bu eserde anlatılıyor. Yazarın ilk okuduğum Türk klasiklerinden olan bu eseri okumanızı tavsiye ederim.
Keyifli okumalar dilerim.