İmâm-ı Gazzalî, “ömür, paha biçilmez nadide bir mücevherdir.” der. İnsanın elinde daha kıymetli bir şey yok. Sevgi, selâmet, sıhhat gibi cevherler, ömüre işlenmiş ve bir mücevher hâsıl etmişlerdir. Yazık ki insan, elindekinin kıymetini, ancak kaybettikten sonra anlıyor.Bizlere ahlakı Kuran olan bir peygamber, tamamlanmış olan dini öğretmek için
HAZRET-İ YAHYÂ VE HAZRET-İ İSA (A.S.)
İsa aleyhisselam doğunca Hazret-i Meryem onu sardı; beşiğe koydu ve alıp kavminin yanına getirdi. Onlar, “Meryem! Sen ne yaptın? Sen fena bir iş işlemişsin.” dediler. Hz. Meryem, “Ondan sorunuz.” diyerek eliyle İsa aleyhisselâm’ı işaret etti. “Biz, beşikteki çocukla nasıl konuşalım?” dediler. Hz. İsa hemen söze başladı ve “Ben, Allâh’ın kuluyum.
Reklam
Hindistan'da müslümanlara yönelik yapılan saldırılar, son zamanlarda hat safhaya ulaştı. Haberimiz var değil mi? En son ki haberde bir müslümanı direğe bağlamışlar sopa ile dövüyorladı. Bunun İran'da, Irak'ta ya da herhangi bir müslüman ülkesinde olduğunu düşünün. -İşte Şeriat böyle bir şey! -Müslümanlar insan haklarını hiçe sayıyor! -Kahrolsun İslam, yaşasın Laiklik!.. Peki, konu Hindistan'daki müslümanlar olunca neden bu haberden dahi haberimiz olmuyor? Dünya neden 3 maymunu oynuyor? İki yüzlü şeytanlar! Tüm bunlara rağmen bizim derdimiz yarın ne giyeceğim olmamalı! Ne yiyeceğim olmamalı! Vallahi müslümanım diyip de dinini yaşayıp yaşatmayan kolay hesap vereceğini zannetmesin.
İLİM İLE AMEL ETMENİN LÜZUMU -1
Tevbe Sûresi’nin 122. âyet-i celîlesinde buyurulmuştur ki -meâlen-: “Bununla beraber müminlerin hepsi birden seferber olmayıp her kabileden bir tâife toplansa da dinde fıkıh tahsil etseler (din ve şerîat ilimlerini iyice öğrenseler) ve kavimleri seferden dönüp geldikleri zaman onları Allâh’ın azâbıyla korkutsalar ya! Olur ki onlar
Şeriat der ki: Seninki senin, benimki benim. Tarikat der ki: Seninki senin, benimki de senin. Marifet der ki: Ne benimki var ne seninki. Hakikat der ki: Ne sen varsın, ne ben. -
Şems-i Tebrizi
Şems-i Tebrizi
(M. Akif Ersoy, Safahat, 268)
O ihtişâmı elinden niçin bıraktın da, Bugün yatıp duruyorsun ayaklar altında? “Kadermiş!” Öyle mi? Hâşâ, bu söz değil doğru: Belânı istedin, Allah da verdi… Doğrusu bu. Talep nasılsa, tabîî, netîce öyle çıkar, Meşiyyetin sana zulmetmek ihtimâli mi var? “Çalış!” dedikçe şeriat, çalışmadın, durdun, Onun hesâbına birçok hurâfe uydurdun! Sonunda bir de “tevekkül” sokuşturup araya, Zavallı dîni çevirdin onunla maskaraya!
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.