Şerıf Hüseyinin pişmanlığı ve Medine Müdafası
sonra, Lordlar Kamarasında açıklandığına göre, senelik dört yüz bin altın vermek suretiyle İngiltere, Şerif Hüseyin ile Osmanlı’yı vurmak üzere anlaşmıştır. İngiltere Hicaz’ı himayesi altına almayı, iç ve dış saldırılara karşı korumayı üstlenir. Bu vesika, daha sonra Mekke’de yayımlanan El-Kıble gazetesinde yayımlanır. Bu adam, ömrünün sonrasında Kıbrıs’ta mülteci olarak yaşarken, son hastalığında bütün yakınlarını yanına toplar ve onlara şunu söyler: “Bu bizim başımıza gelenler ve gelecekler, ekmek kapımız (velinimetimiz) koruyucumuz ve yüzyıllar boyu efendimiz olan Osmanlı Devleti’ne karşı işlediğimiz günahların, giriştiğimiz isyanların ilahî bir cezasıdır.” 1-2 Haziran gecesi Şerifliler Mekke-Medine yolunu keserler. Ertesi gece Medine Karakolu’nu basarlar. Medine Müdafii olarak şöhret yapacak olan Fahrettin (Türkkan) Paşa elindeki kuvvetlerle Medine ve çevresine hâkim olacak ve bu şehri Mondros Mütarekesine rağmen düşman kuvvetlere terk etmeyecektir. Devletleri yenilmiş ve dünyadan tecrit edilmiş bir avuç kahraman, Peygamber’in kabrini açlık ve yokluk içinde dövüşerek koruyacaklardır. Ve bu şanlı savunma 1919 yılı Ocak ayına kadar sürecektir.