Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Toplum 18. Yy.a kadar erkeklerin güç algısı üzerinden yönetiliyordu. Ama özgürlükle beraber toplumu yönetebilecekleri daha kolay bir yöntem buldular. 'Kadınlar'. Büyük sermaye sahiplerin toplumun tüketim alışkanlıklarını her zaman yönlendirmek isterler, çünkü büyük sermaye sahibi olmak bunu gerektirir. Bunu yaparken eskiden, erkeklere daha fazla güçlü olmasını vaad edecek şeyler pazarlardı. Amerika kıtasına giderek orada zengin olabileceği vaadiyle bütün sermayesini gemi şirketlerine yatırdı çoğu. Amerika yeni keşf edildiğinden orada büyük fırsatlar var denmişti. Fakat oraya gidenlerin çoğu özgür piyasanın zorlu şartlarından dolayı büyük balıklara yem oldu. Şimdi de durum pek değişmedi. Ama artık erkekleri güç üzerinden değil kadın üzerinden yönetiyorlar. Ee kadınlar da tarih boyunca çoğunlukla hep bir araç olarak kullanılmaya mahkum kaldı. Hala da öyle. Hatta şimdi daha fazla özgür piyasa, özgürlük dediğimiz şey bizleri büyük sermaye sahiplerinin köleleri yapıyor sadece.
Maksim Gorki
"Her sabah nereye gittiğini bilmeden bir işe giden, her akşam nereden çıktığını bilmeden bir işten çıkan, sevmediği hayatı yaşayan, sevmediği işi yapan, sevmediği kişilerle yaşayan, kalabalıkların yüzünden yaşamaya karşı, ne bir sevgi, ne de bir sevgisizlik işareti olmadan gelip geçen, her akşam evinin dört duvarı arasına sanki bir mezara girermiş gibi giren, gecelerini bir sıkıntı yorganının altında yalnız ya da yanındaki yabancı gövdeyle geçiren; bütün ölü kentlerin, ölü doğmuş çocukları! Size bu ölü yaşamı hazırlayan 'sermaye sahibi egemen sınıftır!' ve bu acımasız oyunun varlığına siz izin verdiğiniz sürece sürecektir!!"
Reklam
Türkiye'deki üniversiteler her zaman ki gibi sessiz ama Amerikan üniversitesleri kaynıyor. Filistin için 1000 genç gibi platformları da iktidar olmanın kibriyle putperestleşen siyasal islamcılar ve ülkücüler sosyal medya üzerinden trollemeye çabalıyorlar. Aylardır devam eden soykırım karşıtı eylemlerin kalbi bugünlerde üniversite kampüslerindeki işgal, boykot ve mitingler. Daha önceki yıllarda aynı üniversitelerde Nazi bayraklarıyla yürüyüp faşist sloganlar atan öğrencilere karışmayan okul yönetimleri ve eyalet polisleri, tamamen barışçıl Filistin yanlısı gösterilere askeri teçhizatlarla, atlı birliklerle; öğrenci, öğretmen, gazeteci ayırmadan saldırıyor. Birçok eylemcinin yurt ve yemekhaneye girişlerini sağlayan okul kartları iptal edilirken polisler öğrencileri otobüslerle gözaltına alıyor. Üstelik bu saldırılar hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi parti kontrolündeki eyaletlerde aynı şekilde devam ediyor. Saldırılar arttıkça daha çok yayılan gösteriler karşısında üniversiteden çok özel sermaye şirketi gibi hareket eden okul yönetimleri bir yandan eyalet polisini kampüslere davet ederken bir yandan uzaktan eğitime geçiyor, mezuniyet törenlerini iptal ediyor ya da okulu geçici tatil ediyor. Gençlerin en çok kullandığı ve Filistin yanlısı içeriklerin en yaygın şekilde paylaşıldığı sosyal medya platformlarından TikTok yasağının Kongre’den ve Biden’ın onayından geçtiği, İsrail’in Gazze’de yıktığı her yerden toplu mezarların çıktığı, İsrail’e milyarlarca dolar para ve silah yardımının devam ettiği ve yaz tatilinin yaklaştığı bugünlerde eylemlerin kampüslerden taşması an meselesi.
Thomas L. Friedman'a göre, bir ülkenin altın deli gömleğinin içine sığabilmesi için şu altın kuralları benimsemesi gerekir: Özel sektörü ekonomik büyümenin temel motoru hâline getirmek, enflasyon oranını düşük tutmak ve fiyat istikrarı sağlamak, devlet bürokrasisini küçültmek, bütçe fazlası sağlamasa bile olabildiğince dengeli bir bütçe yürütmek, ithal ürünler üzerindeki gümrük tarifelerini kaldırmak veya düşürmek,kotalardan ve yerel tekellerden kurtulmak, ihracatı artırmak, devlete ait sanayi kuruluşlarını ve kamu iktisadi teşebbüslerini özelleştirmek,sermaye piyasalarını serbestleştirmek, para birimini konvertibl hâle getirmek, ülkedeki sektörleri, hisse senedi ve tahvil piyasalarını doğrudan yabancı mülkiyete ve yatırıma açmak, ülke içindeki rekabeti olabildiğince artırmak üzere ekonomiyi devlet düzenlemelerinden arındırmak, kamusal yolsuzlukları, sübvansiyonları ve rüşveti olabildiğince azaltmak, bankacılık ve telekomünikasyon sistemlerini özel mülkiyete ve rekabete açmak, yurttaşlara yerel ve yabancı emeklilik fonları ve yatırım fonları arasından seçim yapma fırsatını vermek.
Kemal Özer demiş lakin bunu yazan Can Kemal Özer. Bu eleman da zamanında hoca efendim de hoca efendim diye ortalıkta dolananlardan biri. Oradaki kemik bitince başka yerde havlamaya başlamış. Gelelim boktan iddialarına: Starbucks, Mcdonald şubelerinin kapanmamasını Kemalist'lere bağlamış. Dışişleri Bakanlığının sayfasından alıntı yapayım: (Meraklısına site linki: mfa.gov.tr/yabanci-sermaye...) "Türkiye yabancı sermayeye kapılarını yasal anlamda 1950’lerde açmıştır. 1954 yılında çıkarılan 6224 sayılı Yabancı Sermayeyi Teşvik Kanunu liberal bir görüşle hazırlanmıştır." Bilin bakalım o zaman kim iktidarda :) Turgut Özal ile 1980 sonrasında Türkiye’nin ekonomisini dışa açması, liberalizasyon politikalarının yürürlüğe konması, tüm yabancı sermaye yatırımları için tam yetki ile Yabancı Sermaye Dairesi kuruldu. Burada da siyasal islamcı iktidar :D Yazar demeye bin şahit isteyen bu Özer denen varlığın şikayetçi olduğu McDonalds 1986'da, Starbucks da 2003'te ilk şubelerini açtılar. Nedense hep siyasal islamcılar döneminde :D Şaka falan bir yana bunun gibi hiçbir mantığa oturmayan zavallı düşünceleri ve tipleri ciddiye almak bile gereksiz. Suratına tükürsen şükür diyecek bu parazitler böyle yalanlar söyleyedursun, siyasal islamcı iktidar ve yandaşları da İsraille ticarete devam etsin: x.com/metcihan/status...
Şeyma

Şeyma

@Seymakcby
·
03 Mayıs 11:17
Türkiye'de hiçbir Starbucks ve McDonald's şubesinin kapanmamış olması akıl alır şey değil. Ama bunun da bir sebebi var. İsrail yanlısı kemalist ve putperest tayfa ile kemalist eğitimin rahle-i tedrisinden geçmiş, gelenek, inanç ve değerlerinden mahrum bırakılmış gençler buraları tercih etmeyi sürdürdü. Türkiye bu kompleksi aşmalı.
Sayfa 1 - Kemâl ÖzerKitabı okuyor
Necip Fazıl'dan Süleyman Demirel'e..
Sen gül diyarının yapma gülüsün! Aynı yapmacıkla Çoban Sülü’sün! Yoktur izlediğin bir dava yolu; Bir bu yan, bir şu yan, büküntülüsün! Türk’e zıt sermaye merkezlerinden, Bir zikzaklı yolda hep, güdülüsün! Milli yekparelik gelmez işine; Bu yüzden parçalı, bölüntülüsün 1 Ve devlete mason biraderlerin Tam da maslahata denk ödülüsün! Ne sır sendeki
Reklam
Hasret Kaldık
bir gün daha eklendi yaşadığım günlerin üstüne; hasret kaldık kardeş,artık sevenlerimizin sözüne. öyle ya, benim,ahımdan, figanımdan, o vefasıza ne? elimizde kalan artık tek sermaye hasretlik üstüne .... KK
Öbür dünya bunun için çok önemli bende.
Ben, siyasetçileri sermaye uğruna öyle bir harcarım ki pulu bile kalmaz bende onların... Gaziantep milletvekili Mesut Bozatlı benim sınıf arkadaşımdır. Beyaz Türklerden...🤣 Türev bile çözemezdi.🤫 Yerel seçimler dolayısıyla Fatma Şahinle seçim otobüsünde köyüme gelmiş... Fatma konuşurken o da yanında esniyordu... Sayıştay da iki çocuk babası olup da ingilizcesi ileri derece yazan bay*ın da İngilizcesi "OKEYDİR"den öteye geçmiyor...🤣 Bırak biz de cuma namazı yerine öğle namazına niyet edelim... Bir gün öbür dünyada rast gelirsen ikimizi birden titretecekler...✊✊✊
Haklıyız Kazanacağız !
Türkiye emekçi sınıfı için büyük öneme sahip olan Taksim Meydanı egemen sınıf için bir hezimettir. Emekçilerin genel çıkarının, demokrasinin, ilericilik faaliyetlerinin önüne tüm zor aygıtlarını çıkararak oluştuğu günden bu yana bastıran, emekçilerin en temel sendikal ve örgütlenme hakkının önüne kendi dar çıkarlarını koyan, gerekirse meydanlarda kurşuna dizerek emekçileri katleden faşist bir yapıdadır. Türkiye sermaye sınıfı hiçbir döneminde halka öncülük yapmamış tüm ihaneti ve kompradorluğu sergileyerek halkı batılı tekellere ve yerli işbirlikçisi olan kendilerine peşkeş çekmiştir. Ülkede dinciliği, tarikatları yayan, bilimsel gerçekleri kaldırarak çocukları köhneleştiren, ekonomik krizleri çıkartarak halka vergi yükleyip, kendilerinin vergilerini sildirmek sermayenin yegane çıkarlarıdır. sermaye iktidarın kendisidir. İktidar; sermayenin bir aygıtı olarak görev yapar. Günümüzden bugüne süregelen Türkiye emekçilerinin özgürlük ve demokrasi mücadelesinin baskılanmasının yegane sebebi emekçilerin haklarını bilecek bir yapıya gelerek sömürücü güçlere isyan korkusudur! Diktatörler en çok meydanlardan ve birlikten korkarlar. Halkı bölmeden yönetemeyecekleri gibi direnmeden gelecek olan adil bir düzen yalnızca hayalden ibarettir.
Sınıf ayrımcılığı, aynı ırkçılık, mezhepçilik, dincilik, dilcilik ayrımcılığı yapan ortadoğu ve batı sömürgesine ait bir zıtlık benzeri bir tarafı diğer tarafa ezdirme ayrımcılığıdır. Emeğe işçi diyerek sermaye vahşiliğine ezdirmeye emek dayanışması diyerek aldatır bir günlüğüne gazını alır ertesi gün ezmeye devam ederler. İnsanlık devrimi sınıf ayrımcılığına son verecek devrim olacak. Zıtlık bir bütüne dönüşecek sermaye tehdidi ortadan kaldırılarak. Herkes için zengin olması gereken yer devlettir. Kimsenin midesi kimseden büyük değildir. O zaman sermaye ile hadlerini aşarak şımarmış kodamanlar yaşamın katilleridir. Önder Karaçay
Reklam
1 Mayıs
ŞİKAGO DARAĞACINDA DÖRT DELİKANLI İdam sehpasında, yağlı ilmik boynunda bağırıyordu. "Konuşmama izin verilecek mi, ey Amerikalı adamlar? Bırakın konuşayım, Şerif Matson! Bırakın halkın sesi duyulsun." Bırakmadılar. İşaret verildi, kapak açıldı. Yanındaki 3 arkadaşıyla ipte sallanarak can verdi. O günün sabahı. Hücresinde aldı eline
Benim de 1 mayıs işçi bayramım kutlu olsun, bunca yıldır hamallık ediyor değerini bilmeyen sermaye sahibi aşkının izdirabını çekiyor. Neek
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.