Sen, hür adam, seveceksin denizi her zaman;
Deniz aynandır senin, kendini seyredersin
Bakarken, akıp giden dalgaların ardından.
Sen de o kadar acı bir girdaba benzersin.
Yalnız atları, denizi sevmek marifet değil. Kurdu kuşu, yerdeki karıncayı, petekteki arıyı, dünyada ne var ne yoksa, taşı toprağı, esen yeli, kayan yıldızları, her şeyi taa iliklerine, taa yüreğinin köküne kadar seveceksin. Dünyayı okşamaya doyamayacaksın.
Yalnız atları,denizi sevmek marifet değil, kurdu kuşu, yerdeki karıncayı,petekteki arıyı,dünya da ne var ne yoksa ,taşı toprağı,esen yeli,kayan yıldızları,her şeyi taa iliklerine, taa yüreğinin köküne kadar seveceksin.
Özgür insan, seveceksin denizi hep sen!
Deniz aynan senin; ruhunu seyredersin
Onun sonu gelmez dalgalarında, derin
Bir uçurum senin yüreğin de gerçekten.
İçin gider kendi yansına dalarsın da;
Gözler, kollarla sararsın onu, gün günden
Eğlenir yüreğin kendi gürültüsünden
O yatışmaz, yaban yakınma arasında.
İkiniz de ağzı sıkı, karanlıksınız;
Ölçemedi, insan, derinliğini kimse,
Deniz, kimse bilemez gömüleriniyse,
Ne gizlerdir öyle kıskanç sakladığınız?
Gelgelelim işte sayısız yüzyıllar var,
Çarpışırsınız pişmanlık duymadan, çılgın,
Tutkunu oldunuz öldürmenin, kıyıncın,
Amansız kardeşler, uslanmaz savaşçılar!
Sayfa 17 - Türkiye İş Bankası Kültür YayınlarıKitabı okuyor