Afgan asıllı Amerikalı Yazar Khaled Hosseini’nin kaleme aldığı Uçurtma Avcısı, yüreklere işleyen hikayesiyle yayımlandığı günden itibaren en çok satan romanlar arasında yer alıyor. 2003 yılında İngilizce olarak yayımlanan eser, yazarın hayatından izler taşıyor. Roman, uzun yıllardır siyasi karışıklıklar ve savaşlarla gündeme gelen Afganistan’daki
Bugün ateist olmanın aslında çok özel bir durum olduğunu farkettim... 14 milimetre uzunluğundaki bir embriyonun kalp atışlarını dinlediğim sırada. Dinlemekten de öte. Görüntülü olarak İzlediğim sırada. 1.4 santimlik bir şey, kalbe denk gelen yeri, evet sol göğüs kısmı büyüyüp küçülüyor. Ne inanılmaz bir görüntü.
14 milimetre boyundayken kalbi atabilen bir neslin, büyüdüğünde Tanrı'ya inanmıyor olması, ancak Tanrı'nın hikmetiyle açıklanabilir bir durum.
Ateistlik, Ateist Yobazlık ancak Tanrı'nın isteğiyle gerçekleşebilecek bir durum. Bu O'nun, sevgi gösterilerinden hiç de haz almayan, kendisine yönelecek sevgileri sınırlamaktan çekinmeyen bir merci olmasıyla ilgili. Rahman olmak, sımsıcak olmak ama gerektiği yerde de sululuk istemediğini hissettirenlerden olmak. Tanrıtanımaz kardeşlerimize geçici de olsa, uzak dur mesajı verilmiş. Ve bu durum, ancak yeni bir izinle kalabilecek bir safha. İzin gelmedi mi kalkmıyor perde...
#Kur'antum
#Kuran-î Devrim
#levhi mahfuz
#buRak özDemiR
“Kısacası,” diye devam etti, “gerçekler bunlar. Babam bir Hint alayında subaydı ve ben daha çocukken beni evime göndermişti. Annem ölmüştü ve İngiltere'de hiç akrabam yoktu. Ancak Edinburgh'ta rahat bir pansiyona yerleştirildim ve on yedi yaşıma kadar orada kaldım. Alayının kıdemli yüzbaşısı olan babam, 1878 yılında on iki ay izin alıp
Ebruar kavramını veya Ebruarı bunların nasıl kimseler olduklarını el alacağız, konuşmaya çalışacağız Ebruar her ne kadar Türkçe'ye bir isim olarak geçmişse de aslında Arapça eril bir çoğul yani Ebruar iyiler demek Bu kekili bunun Ber veya Ber ayette geçtiği üzere Cenab-ı Hak Hz. Yahya için o Ber ile bir valideyhi Olem yakın Cebber'in
Büyük ihtimalle ilk okuduğumda okumak için okumuşum diye düşündüm. Ama şu anda okuduğumda ihtiyacım olan mesajı almak için okuduğumun farkındayım. Belki o zamanlarda bu mesaja ihtiyacım vardı.
"Hatırladığın her güzellikte, Sevginin gücüyle daha da çoğalacağız, Hiç korku kalmasın içinde."
Yol gösterici ateş böcekleri ve evini kaybetmiş yavru ayı... Çok tanıdık!
Kitap çocuklara uygun ve çok güzel keyifliydi. İçimdeki çocuktansa yetişkin tarafım daha çok şey öğrendi diyebilirim.
Sevginin GücüCaroline Richards · İş Bankası Kültür Yayınları · 2019207 okunma
Ben asıl sana hamamböceklerinden bahsetmek istiyorum. 250 milyon yıldır hiç değişmemiş olduklarını biliyor muydun? Dünyanın başından neler gelmiş geçmiş ama onlar hâlâ ilk günkü gibi yaşıyorlar. Atom bombası filan atılıyor, “Bize fark etmez” deyip yaşamaya devam ediyorlar. İşte ben de sana karşı, tıpkı hamamböcekleri gibi, başından beri değişmeyen bir sevgi besliyorum. Tarif etmek için daha sevimli bir hayvan bulamadım, özür diliyorum, ben barışmak istiyorum Osman.
Bakınız sevmek nasıl bir şeymiş👇🌷
“Bakın sevmek öyle cümlelerde filmlerde gördüğünüz gibi bir şey değil. Yani öyle birkaç sevgi mesajı, birkaç gece, birkaç sahiplik fotoğrafları falan öyle değil. Daha farklı. Mesela onu görünce hızlanan kalbiniz, her adımda ona yaklaşma, onu görme hissidir sevmek. O adımları onun için atmaktır. Bir sokak arasında
Bakın sevmek öyle cümlelerde filmlerde gördüğünüz gibi bir şey değil. Yani öyle birkaç sevgi mesajı, birkaç gece, birkaç sahiplik fotoğrafları falan öyle değil. Daha farklı. Mesela onu görünce hızlanan kalbiniz, her adımda ona yaklaşma, onu görme hissidir sevmek. O adımları onun için atmaktır. Bir sokak arasında elini tutmak,
Bu kitap bir umudun kitabi. Sen, ben, o... birlikte dünyayi (kendi dünyamizi ve gezegenimizi) degiştirebilme gücüne sahip oldugumuzu bilmek ne harikulade, ne heyecan verici bir duygu. Hepimizin içindeki Tanri, Öz, Sevgi bize yasamimizin ta başindan beri hep ayni mesaji veriyor: Bir'siniz. Egomuz ise bulunan tam zıddını bagira bagira söylüyor: Ayrı'sınız. Egomuzun sesini dinleyerek geldigimiz durum ortada. Bir de, Özümüzün minik, ahenkli sesine kulak vermeyi denesek. O zaman, her birimiz bir "Tanri ile Sohbet" kitabi yazabiliriz.Okudukça bir sonraki kitaba nasıl çabuk geçerim hissi veriyor herkese keyifli okumalar dilerim.
Gülseren Budayıcıoğlu’ndan okuduğum 2.kitap Madalyonun İçi oldu. Bir Psikiyatristin Not Defterinden örnek vaka incelemeleri sunuyor kitap. “İnsan denen muhteşem varlığın yine kendisi gibi muhteşem iç dünyasının kapağını aralayıp içindekilere birlikte baktık. Gönüllerinin, yüreklerinin derinliklerindeki gizli kalmış sırları, madalyonu açtım ve