Ne zaman güzel bir şey olacağını düşünsem sevinçten âdeta kanatlanıp uçuyorum ama işler tersine gittiğinde de fena hâlde yere çakılıyorum.
Sayfa 212 - Ephesus YayınlarıKitabı okudu
Ey şehadet gel artık.. Tat vermiyor bu hayat Bunaldım üşüyorum Dünyadan bıktım artık Seni çok özlüyorum Rüyama gelsen bile Sevinçten uçuyorum Gözlerimi açınca Hep mahzun oluyorum..
Reklam
' Rapunzel "Ne demek istediğini çok iyi anlıyorum," demiş. "Bana kur yapmaya gelen de pek zeki sayılmazdı. Düşünsenize! Bir kulenin tepesinde tuzağa kısılmışım, kaçamıyorum. Bu adam pencereme tırmanınca sevinçten uçuyorum. Hapis günlerim sona erdi sanıyorum.Ama koca budala, kuleden inip gidiyor. Her gelişinde, gelecek sefere merdiven getireceğini söylüyor, ama her seferinde de unutuyor!" '
Sayfa 35 - AD YayıncılıkKitabı okudu
Kendimden asla emin olmadım. Kendimi güvende hissettiğim günün ertesi evham kaplıyor içimi. Ümitsizliğe kapıldığım günün ertesi sevinçten havalara uçuyorum. Zayıfım, güçsüzüm. Bir türlü... uyum... sağlayamıyorum.
Üretici bir kişilik için vermek, tümden farklı bir anlam taşımaktadır. Vermek, taşınılan gücün en üst düzeyde anlatımıdır. Verme edimi sırasında gücümü, zenginliğimi, kudretimi hissederim. Bu üst düzeyde yaşanılan canlılık ve taşınılan güç beni sevinçle doldurmaktadır. Kendi kabıma sığmadığımı, har vurup harman savurduğumu, yaşadığımı hissediyor, bu yüzden de sevinçten uçuyorum. Vermek almaktan çok daha coşku vericidir. Bu, beni yoksullaştırdığı için böyle değildir, verme eyleminde canlılığımın gücü yattığı için bu, böyledir.
Kendi kapıma sığmadığımı, har vurup harman savurduğumu, yaşadığımı hissediyor bu yüzden de sevinçten uçuyorum.
Reklam
Vermek nedir? Çok kolay gibi görünse de bu sorunun yanıtı gerçekte karışıklıklarla, belirsizliklerle, doludur. Bu konuda en yaygın yanlış anlama, vermenin bir şeyden “vazgeçme”, bir şeyden yoksun kalma, bir başkasının uğruna kurban olma gibi anlaşılmasıdır. Kişiliği gelişmemiş, yönelimleri “hep bana”cı, sömürücü ya da istifçiliğin ötesine geçmemiş kişi sevme edimini böyle anlar. Tüccar kişilikli biri karşılığında bir şey alarak vermeye hazırdır, ona göre bir şey almadan vermek kandırılmaktır. Ama yönelimi üretici olmayan kişi, verme sonucu yoksullaşma duygusuna kapılır. Böylece bu tür birçok kişi vermeyi reddeder. Bazıları da vermeyi bir özveri duygusu olarak ele alıp erdem sayar. Kişi vermelidir çünkü vermek acı çekmektir, onlara göre vermenin erdemi, bir şey uğruna özveriyi kabullenmekte yatmaktadır. Onlar için vermenin almaktan daha iyi olduğu duygusu, yoksun olma acısının, alma sevincinden daha iyi olduğu anlamına gelmektedir. Üretici bir kişilik için vermek, tümden farklı bir anlam taşımaktadır. Vermek, taşınılan gücün en üst düzeyde anlatımıdır. Verme edimi sırasında gücümü, zenginliğimi, kudretimi hissederim. Bu üst düzey yaşanılan canlılık ve taşınılan güç beni hep sevinçle doldurur. Kendi kabuğuma sığmadığımı, har vurup harman savurduğumu, yaşadığımı hissediyor, bu yüzden de sevinçten uçuyorum. Vermek almaktan çok daha coşku vericidir. Bu, beni yoksullaştırdığı için böyle değildir, verme eyleminde canlılığın gücü yattığı için bu böyledir.
Üretici bir kişilik için vermek, tümden farklı bir anlam taşımaktadır. Vermek, taşınılan gücün en üst düzeyde anlatımıdır: Verme edimi sırasında gücümü, zenginliğimi, kudretimi hissederim. Bu üst düzeyde yaşanılan canlılık ve taşınılan güç beni sevinçle doldurur. Kendi kabıma sığmadığımı, har vurup harman savurduğumu, yaşadığımı hissediyor, bu yüzden de sevinçten uçuyorum. Vermek almaktan çok daha coşku vericidir. Bu, beni yoksullaştırdığı için böyle değildir, verme eyleminde canlılığımın gücü yattığı için bu böyledir.
Sayfa 44
Sevmek Nedir ?Sevginin özü!
Kendi kabima sığmadığı,har vurup harman savurduğumu, yaşadığımı hissediyorum,bu yüzden de sevinçten uçuyorum.
Sayfa 26 - altinpost yayınlarıKitabı okudu
Yaptığım her şeyin babamdan izler taşıması rahatlatıcı ya da tersine dehşet verici olabilir. Bana öğrettikleri sadece yapmak ve olmakla açıklanamaz. Kesinlikle onun bir parçasıyım. Kendimi ondan kurtardığıma inandığım zamanlar, geçici olarak sevinçten havalara uçuyorum. Ama kesinlikle uzun sürmüyor. Daha iyi veya daha kötü bir şekilde yüzeye çıkması, bir saat bile sürmüyor. Birbirimizden ayrı insanlar olduğumuza bir türlü ikna olamıyorum. Ben onun içindeyim, o da benim içimde. Ben ölüyüm o hayatta... Bu bir gizem. Doğal olarak da kendimi anlayabilmem, onun kim olduğunu anlamama bağlı.
Sayfa 167 - Karakarga YayınlarıKitabı okudu
93 öğeden 31 ile 40 arasındakiler gösteriliyor.