''Sanırım sevgi böyle bir şeydi. Her şeyiyle kabul edebilmek değil, onu o olduğu için sevebilmekti. Hata yapabileceğini bilmek, affedebilmek, koşulsuz şartsız kendini ona bırakmak ama bir yanlışı olduğunda onu anlayabilmek, özünü bilmek, ruhunu görmek, ne olursa olsun tüm kalbinle sevmek fakat tökezlediğinde sadece taşa değil, ona da suç bulabilmekti.
Kör olmamaktı işin sonunda.
Ona olan aşkına kör olmak ama yanlışlarına kapı duvar olmamaktı,
Sevginin aşamadığı dağ yoktu. Ferhat delmişti o dağı, Şirin'ine kavuşmuştu. Şirin günahkâr da olsa Ferhat yine delerdi o dağı, yıkardı tüm engelleri. Şirin günahkâr diye vazgeçebilir miydi aşkından? Günahlarıyla severdi de sessiz kalsa ortak olmaz mıydı cehennemine?''
Sayfa 272Kitabı okudu
Sanırım sevmek böyle bir şeydi. Hiç yanımdan gitmesin istemekti.
… sanırım sevmek böyle bir şeydi. Hiç yanımdan gitmesin istemekti.
Sayfa 98Kitabı okudu
lütfen oku yabancı,
Acı… Binlerce çeşidi var acının da, aşkında. Bizim yaşadığımız neydi? Aşk mı, savaş mı, intikam mı yoksa aldatmaca mı? Neydi önceleri bizi bir arada tutan, sonraysa düşman eden şey? Sordun mu hiç kendine bize ne oldu diye? Ah, bize ne oldu?.. Öyle çok düşündüm ki bu soruyu, artık anlamını yitirdi bende. Öyle çok cevap aradım ki… Ama her seferinde
“Sanırım sevmek böyle bir şeydi. Hiç yanımdan gitmesin demekti…”
Can YayınlarıKitabı okudu
_Olmak sözüyle, kişinin hiçbir şeye sahip olmadığı ve istek de duymadığı, yaratıcı bir varoluş biçimini anlatmak istiyorum.
_Sahip olmak(olmamak) eğilimi, yaşamlarının ana konuları; para hırsı, şöhret ve yönetim gücüne erişmek olan batı toplumlarına özgüdür.
_Sahip olmak eğilimindeki bir insan, mutluluğu başkalarına üstün olmakta ve fethetme,
