Modern birey kendini varlığın üstünde ve dışında, adeta yarı tanrısal bir mevkide konumlandırmak istese de insan, ancak bir bütünün parçası olarak anlam kazanan bir varlıktır.
...
Her gün yalnız namazdan namaza uyanayım;
Bir dilim kuru ekmek; acı suya banayım!
Ve tekrar uyuyayım ve kalkayım ezanla!
Yaşaya dursun insan, hayat dediği zanla...
Hazır olmak, anı en dolu şekilde yaşamaktır. Ancak bu manada hazır olanlar huzurda bulunabilir ve ancak huzurda bulunanlar var olabilirler. Anı yaşamayıp geçmişte kalanlar yahut gelecek endişesine katılanlar, varlık ve zamanın doluluğunu tecrübe edemezler. Varlık her an hazırdır; bizim de her an hazır olmamızı talep eder. Varlığın her daim hazır oluşuna ancak anda kalarak cevap verebiliriz. Varlıkta huzur, huzurda var olmaktır.
Beni ölü gören ve ağlayan dostlarıma,
Şöyle söyle, üzülen o din kardeşlerime,
Sanmayınız ki, ben ölmüşüm gerçekten,
Vallahi siz de kaçın buna öldüm demekten,
Ben bir serçeyim ve bu beden benim kafesim,
Ben uçtum o kafesten, rehin kaldı bedenim,
Bana rahmet okuyun, rahmet olmazsınız,
Biz gittik; bilin ki, sıradan siz varsınız,
Son sözüm olsun ‘Aleyküm selam’ dostlar,
Allah selamet versin, diyecek başka ne var?