Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şeyma Akcan

Alia, annesini hem sevip hem de ondan nefret etmesini hiç tuhaf bulmuyordu. Zorunlu bir dengeydi bu ve suçluluk hissine yol açması gereksizdi. İnsan sevmekten yada nefret etmekten nasıl vazgeçebilirdi ki?
Reklam
Tanrı’ya doğrudan bebeğin iyileşmesi için değil, bebeklerini kurtarsın diye doktora verebilecekleri bir inci bulmak için yakarmıştı; dedik ya, buradaki insanların kafaları da Körfez’in puslu havası kadar bulanıktır diye.
Görünüşümden, giyinişimden ve hareketlerimden, başardıklarımdan ve bana verilen değerden hoşnut değildim. Ama içimde ne çok enerji vardı; günün birinde yakışıklı ve akıllı, üstün ve etkileyici biri olacağım konusunda ne güçlü bir inanç, yeni insanlar ve durumlarla karşılaşmak için ne büyük beklentiler taşıyordum.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Neden? Geçmişte güzel olan bir şey, geriye bakarken çirkin gerçekleri gizlemiş olduğu için neden böyle dağılıp parçalanıyor? Evlilikteki mutlu yılların anısı, ötekinin tüm o yılların anısı, ötekinin tüm o yıllar boyunca bir aşığı olduğu anlaşılınca neden zehir oluyor? Öyle bir durumda mutlu olunamayacağı için mi? Ama mutlu olunmuş ya! Bazen sonu acı verdiği için bile mutluluğa sadık kalmaz bellek. Gerçek mutluluğun sonsuza kadar sürmesi beklendiği için mi? Bilincine ve farkına varılmamış bile olsa, ancak daima acı vermiş bir şeyin acıyla sona erebileceğine inandırıldığı için mi? Ama bilincine ve farkına varılmamış acı nedir ki?
Kimi sezgileriyle, kimi deneye yanıla kendi anlamını buluyordu. Hatta kimileri farkında bile değildi, hayatının anlamını bulduğunun. Kendini dine yada siyasal bir partinin çalışmalarına adayarak hayatına anlam katanlar, yaptığı resimle hayata biraz daha bağlananlar, bir yemek kursuna yazılıp her gün yeni bir yemek öğrenme deneyimi yaşayanlar…
Sayfa 224Kitabı okudu
Reklam
Bazen insan, saklanır, yakalanmamak için gizlenir, burnunun ucunu bile göstermeye korkar; yerini belli etmez, çünkü önyargılar kol geziyordur, çünkü yeryüzünde başka şey kalmamış gibi, herkesin arasında seni bulup şamataya alırlar, bir bakarsın senin özel hayatın da edebiyata girmiş, hepsi yayınlanmış, okunmuş, alaya alınmış ve değerlendirilmiş!
Sayfa 102Kitabı okudu
Tek yaptığım bütün ruhumla size bağlanmak oldu, sizi sağlam, güçlü bir şekilde, bütün kalbimle sevmek oldu, ama- Makus talihim!- sevme yeteneğim var sevebiliyorum, ama iyilik yapamam, iyiliklerinizin karşılığını size ödeyemem.
“İnsanın doğası sınırlıdır,” diye devam ettim. “Sevince, kedere, acılara ancak belli bir dereceye dek dayanabilir ve o derece aşılırsa, insan yok olur. Yani söz konusu olan, birinin güçlü ya da zayıf olup olmadığı değildir! Kendi yaşantısına ne ölçüde dayanabiliyor, mesele budur! Hem ahlaki hem bedensel anlamda.
Ha bezelye ha mercimek tanelerini saymışım, ne fark eder? Sonuçta dünyanın bütün işleri aşağılıktır; başkalarının sözüyle, hiçbir tutkusu ya da bir gereksinimi olmaksızın, para, şan şeref ya da bilmem ne uğruna didinen biri her zaman bir budaladır.
Sayfa 57 - 20 TemmuzKitabı okudu
İnsan soyu tek bir kalıptan çıkmadır. Çoğu, yaşayabilmek için günlerinin büyük bir bölümünü çalışarak geçirir ve özgürlük olarak artakalan zaman onları o kadar kaygılandırır ki, ondan kurtulmak için denemedik şey bırakmazlar. Ey insanın alın yazısı!
Reklam
Eğer insan mutsuz bir mizaçla doğmuşsa, hiçbir şey onu mutlu edemez. Eğer mutlu bir mizaçla doğmuşsa da hiçbir şey onu mutsuz edemez.
Sayfa 130Kitabı okudu
Para sadece bir sembol. Manevi bir arzunun görülebilir, somut şeklini temsil eder. Her istediğin, sözde maddi şey, yalnızca bir sembol. Onu, şeyin kendisi için değil, o an ruhunu tatmin edeceği için istiyorsun.
Sayfa 113Kitabı okudu
Karınca muhteşem bir mimardır. Minicik bir varlık olmasına rağmen, neredeyse iki buçuk metre yüksekliğinde, güçlü ve dayanıklı bir ev inşa edebilir. Bu evle arasındaki oranın büyüklüğü, insanın dünyadaki en büyük hükümet binası ya da katedrala olan oranıyla aynıdır. Hiçbir yabani ırk, dahilik ve üretim konusunda ona yaklaşabilecek bir mimar yetiştirmedi. Hiçbir medeni ırk, onunkinden daha kullanışlı bir ev planı çıkarabilen mimarlar yetiştirmedi.
Sayfa 100Kitabı okudu
Basit hayvanların hiçbir zihinsel nitelikleri yoktur, sadece içgüdüyle hareket ederler. İnsanlarsa, zekaya sahip.
Sayfa 92 - Genç AdamKitabı okudu
Bunlar gerçek olabilir miydi? Evet her şey gerçek olabilir, insanoğlu her kalıba girebilir. Şimdi ateşli bir gence, yaşlılığında resmini gösterseniz korkuyla irkilir. Tatlı gençlik yıllarından çıkıp olgunluk çağının çetin yollarında yürürken bütün insancıl hislerinizi birlikte götürürüz, onları yolda bırakmayın. Çünkü onları bir daha elde edemezsiniz, ihtiyarlık, size hiçbir şeyi geri veremez, yeniden vermez.
Sayfa 140Kitabı okudu
78 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.