İslam toplumunun ekonomisinin nasıl olması gerektiğini bu kısacık kitapta anlatmış Sezai Karakoç . Ekonomik ideolojilerin ve ekonomik yönelimlerin aslında ne kadar uç noktalarda olduğunu ve kötü yanlarının insanları nasıl etkilediğinden bahsetmiş. İslam'ın inşa etmek istediği ekonomik toplum ise hiçbir ekonomik ideolojiye saplanmayan itidalde yani orta yolda olan bir sistemdir. İslam'ın ekonomiyi ne kadar canlandırabildiğini, güzelleştirebildiğini aynı şekilde faizin haksız kazançların neden yasaklandığını ve her Müslüman'ın vermesi gereken zekatın İslam toplumuna ne kadar büyük faydalar getirdiğini gözler önüne sermiş yazar. Aynı şekilde diğer tüm ideolojilerin Kapitalizm, Sosyalizm ve Komünizmin alt metinlerinde insanlara verebilecekleri zarar, İslam'daki ekonomiyle asla bağdaşamaz. İslam; mala mülke tapmadan, eşyayı tanrılaştırmadan , onun üzerinde bir hakimiyet kurmayı öneriyor ve ne eşyanın üzerinden tamamen hakimiyeti çekme ne de eşyayı putlaştırıp tanrılaştırma ne de tamamen bir kayıtsızlık öngörmüştür. İslam toplumunda İslam ekonomisi, insanların oluşturduğu ekonomik felsefelerin çok uzağında ve topluma en yararlı olan ekonomik düzeni getiren tek dindir. Ne mutlu müslümanım diyene, diyebilene..
Sezai Karakoç'un üzerinde ısrarla durduğu konu "uygarlık krizi"
Dünya son 200 yıldır kendinde değil, insanlık Din ve Tanrıdan - İnsanlık derken Avrupa insanını da kastettiğim için Allah değil tanrı dedim- uzaklaştıkça kendine yeni "Put"lar yaptı. Tanrı dışındaki şeylere, özellikle maddeye tapmaya başladı, materyalizm yani.
