Bugün depremin üzerinden altı ay geçti..
Hissizleştim,duygularım da tek tek toprağın altına girdi..
O ilk günler gözümün önünden gitmiyor.
Şehir kapkaranlık, heryerde çığlık, dağ gibi enkazlar..
İlk gece hiç kimse yokken çığlık seslerinin geldiği binanın yanına kostugumda aşağı inen herkes kalıp betonları kaldırmaya çalışıyordu, gün ayana kadar hep birlikte birşeyler yapmaya çalıştık, çünkü bir kişi binlerce umuttu o an.. Parmaklarımız parçalansada ağlaya ağlaya kaldırmaya gücümüz yetmedi o enkazlara..
Sanki bir kıyamet, o kadar yalnız o kadar küçüğüz ki... Yaşarken ölmek istedim o gün.
Hatlar çekmiyor, kar yağıyor hava -10 derece.. Sonra halam aradı ismaile ulaşamıyoruz, amcam aradı eliflere ulaşamıyoruz; dayım aradı ananem enkaz altında kalmış..
Çok haykırmak istiyorum bazen çok!
Haykırsam da duyan yok. Ağlamaktan nefesim kesiliyor yutkunamıyorum.. Evimiz yanımızda girmeye korkarken, hırsız girmiş eşyalarımızı çalmış.. Hayat bu kadardı işte.
Nöbetleşerek uyuduğumuz geceleri, 3 hafta aç susuz kaldığımızı, ve ateşin başında duman olmuş yüzümü,kızaran gözlerimi catallasan sesimi unutmayacağım,unutturmayacağım.
Evimi özlüyorum, kuzenlerimi özlüyorum, yaşayamadığım gençliğimi özlüyorum...
Maraştan bir haber gelmedi dediler.. Çünkü artık maraş yoktu.. Deprem merkezüssü olmasına rağmen hep es geçildi maraş.. Maraş varken bile yok olmuş..
Geceleri korkudan uyuyamamak ne demek işte şimdi anlıyorum..
Ve artık şunu çok iyi biliyorum hayatta son bir şans var yarının olmayacakmış gibi yaşamak, affetmek, sevmek,sevilmek geç kalmamak..
Kahramanmaraş çok güzeldi, şimdi sepsessiz bir mezar..