Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Ömer Faruk Yılmaz

Ömer Faruk Yılmaz
@shadowornight
3 okur puanı
Şubat 2023 tarihinde katıldı
Sabitlenmiş gönderi
İlk aşklar belki hiç unutulmaz ama mutlaka sona erer.
Reklam
177 syf.
·
Puan vermedi
Kumarbaz
KumarbazFyodor Dostoyevski
8/10 · 68,5bin okunma

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
İnsan hayatı karşılıklı olarak kandırılıp hiçbir şeyin farkına varmadan birbirlerini incittiği ve bu tuhaflığın bariz bir şekilde ortada olduğu örneklerle dolu. Ancak benim karşılıklı kandırılmaya bir ilgim yok. Ben soytarım ile birlikte sabahtan akşama kadar insanlara rol yapıyorum. Benim kitaplarda yer alan davranış kalıpları ve etik anlayışlarla pek bir alakam yok. Ben rol yaparken neşeli bir şekilde yaşamaya devam ediyorum. Yoksa yaşama özgüvenine sahip insanları anlamam mümkün değil. İnsanlar bu acı gerçeği bana hemen söylemedi. En azından bunu biliyor olsaydım insanlardan bu kadar korkmaz ve umutsuzca bu oyunları oynamazdım. İnsan hayatına karşı çıkarak her gece bu cehennem azabı misali hissi çekmezdim, değil mi?
Okulda saygı duyulmak üzereydim. Saygı duyulma düşüncesi beni fazlasıyla korkuturdu. Bana göre "saygı görmek", her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten biri beni görene, yüzümü bir avuç toz haline getirip beni ölümden beter bir utanca mâhkum edene kadar herkesi mükemmele yakın bir hileyle kandırmak anlamına geliyordu. Benim "saygı" tanımım buydu. İnsanları aldatmayı ve onların "saygısını" kazanmayı başarsam bile sonunda birileri farkına varırdı ve diğer insanlar da çok geçmeden gerçeği öğrenirdi. Kandırıldıklarını anladıklarınsa öfkeleri ve intikamları ne kadar korkunç olurdu! Bunun düşüncesi bile tüylerimin diken diken olmasına neden oluyordu.
Reklam
"Gözlerini mucizelerle doldur, hayatı on saniye sonra ölecekmişsin gibi yaşa..."
"Bir seferinde bir kadın görmüştüm, yakası iyice açık bir entari giymişti, gözleri donuk donuk bakıyordu, hava -5 iken Lyubliyana sokaklarında dolaşıyordu. Sarhoş olduğunu sandım, ona yardım etmeye davrandım, ama ona ceketimi verme önerimi reddetti. Belki de onun dünyasında mevsim yazdı, bedeni onu bekleyen kişinin tutkusuyla ısınmıştı. O kişi yalnızca onun deli hayallerinde yaşıyorsa bile, istediği gibi yaşamaya ve ölmeye hakkı vardı, ne dersin?"
Herkesin ne olursa olsun hayatta kalmak için savaş verdiği bir dünyada, ölmeye karar verenleri anlamak kolay mı?
"Tanrı varsa, ki ben olmadığına gerçekten inanıyorum, insan aklının sınırları olduğunu da bilir. Yoksulluğu, haksızlığı, açgözlülüğü, yapayalnızlığı, bütün bu karmaşayı o yaratmadı mı? Mutlaka çok iyi niyetlerle girişmiştir bu işe, ama sonuçlar bir felaket. Tanrı varsa, bu dünyayı erkenden terk etmeyi seçen yaratıklara karşı cömert davranacaktır, hatta bizleri burada vakit harcamaya zorladığı için özür bile dileyebilir.
Peki, söyler misiniz, insanın sırf gerçek çıkarlarını bilmediği için kötülük yaptığını ilk kim söyledi, kim icat etti bunu? İnsanın kötülük yapmasının başlıca nedeni asıl çıkarlarını bilmemesiymiş; eğitilip asıl çıkarlarını görmesi sağlanırsa, hemen kötülük yapmayı bırakıp anında iyi, efendi biri olurmuş, çünkü eğitilmiş birinin kendi yararına olan şeyleri anlayarak, özellikle kişisel çıkarlarına karşı hareket etmez, sonuçta, kaçınılmaz olarak iyilik yapmaya başlarmış. Ah bebeğim! Ah, saf, masum yavrum! İyi, tamam da binlerce yıldır insan ne zaman sırf kendi çıkarını düşünerek hareket etmiş ki? İnsanların bile bile, gerçek çıkarlarını tam olarak anladıkları halde onları ikinci plana atıp hiç kimse ve hiçbir şey zorlamamasına rağmen, sırf özellikle gösterilen yoldan gitmek istemiyormuş gibi gelişigüzel bir biçimde risklerle dolu başka bir yola saptıklarına ve inatla, bildiğini okuyarak, çıkarını adeta karanlıklarda arayarak, başka, zorlu, saçma sapan yollara girdiklerine tanıklık eden milyonlarca olguyu ne yapacağız? Demek ki, bu inat ve bildiğini okumak onlara bütün çıkarlarından daha tatlı geliyor...
Reklam
Dünyada açık yüreklilikten daha zor, övgüden ise daha kolay bir şey yoktur. Açık yüreklilikte yüzde bir bile olsa falsolu bir nota derhal uyumsuzluk yaratır peşinden de rezalet kopar. Övgüde ise son notaya kadar hepsi de falsolu olsa yine de hoş görülür ve zevkle dinlenir. Övgü ne kadar kaba yollu olursa olsun söylenenlerin hiç olmazsa yarısı, dinleyene muhakkak gerçek gibi gelir ve bu cemiyetin her kesiminde böyledir. Hatta dünyanın en namuslu bakiresini överek baştan çıkartmak mümkündür.
Sayfa 653 - SvidrigaylovKitabı okudu
Acı ve üzüntü, engin bir bilinç ve derin bir yürek için her zaman zorunludur.
RaskolnikovKitabı okudu
İnsan bazen öyle bir sınıra gelir ki, onu aşamaz mutsuz olur; aşar, bu kez belki daha mutsuz olur!...