Bir ressam olan Ferdinand ve eşi Paula tıpkı yazar gibi savaş karşıtı insanlardır ve ülkelerindeki savaş nedeniyle İsviçre'ye yerleşirler. Birkaç aydır huzurla yaşamlarını burada sürdürürken bir sabah Ferdinand'ı askerliğe çağıran bir kağıt gelir. İşte o zaman Ferdinand'ın içinde bir çatışma başlar. Ferdinand insanlığı seçip savaşa gitmek istemeyecek midir, yoksa devletine boyun eğip onlar için cinayet işlemeyi, savaşa katılmayı göze mi alacaktır? Peki ya bu duruma eşinin tepkisi ne olacaktır?
Zweig, savaş karşıtı görüşlere sahip ve bunu sürekli dile getiren bir kişilikti. Görüşünü Mecburiyet kitabına da yansıtmış. Özellikle Paula'nın eşini kaybetmek istememesi ve onun savaşa gitmesine engel olması, hiçbir şeye mecbur olmadığını sürekli kocasına hatırlatması çok iyiydi, gerçekten güçlü bir kadındı. Kitap zaten oldukça kısa -50 sayfa- olduğu için gayet akıcı, direk olaylara giriyoruz ve dili de çok ağır değil. Bu yüzden birkaç saat içinde bitebilecek bir kitap.
Yazarın diğer kitapları gibi bunu da çok çok sevdim. Kendi depresifliğini ve insan psikolojisini kitaplarına çok iyi yansıtan ve karakterleri derinlemesine işleyen bir yazar Zweig. Belki de benim sevgimi kazanmasının en büyük nedeni de budur?