Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Eski şarkılar, sahi ne güzeldiler. Günümüz insanlarının tanımadığı bir huzur vardı o seslerde.
Sayfa 56 - NotaBene YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Yani öyle birini seç ki en önce arkadaşın olabilmeyi başarsın kızım. Karı koca birbirine eş oluyor da, arkadaş olamadı mı hiçbir anlamı yok.”
Bir şiir saklarsınız koynunuzda, usunuzda, çocuk aklınızla bile o şiirin kaderiniz olduğunu anlarsınız.
Sayfa 46 - NotaBene YayınlarıKitabı okudu
... yalan hoşumuza gittiği ölçüde gerçektir.
Sayfa 36 - NotaBene YayınlarıKitabı okudu
Seyirci bilir ki, afişinde Adile Naşit'in isminin bulunduğu bir film mutlaka naiftir, mutlaka güldürür, güldürürken düşündürür, mutlaka bizdendir, küçük insanın hem komik hem de dramatik hikayesini anlatır.
Sayfa 139Kitabı okudu
Reklam
Geride kalan olmak çok zor
Sayfa 33 - NotaBene YayınlarıKitabı okudu
Uzun yazı ama İLGİNÇ bir olay
“Eski ve kapanmış bir çocuk kaçırma dosyası yeniden açılmış ve önüme gelmişti” diye devam ediyor hâkim bey. “O davadan yaklaşık dokuz yıl önce, İzmir’de ticaretle uğraşan, otuzlu yaşlarında Serdar Yolaçan’la eşi yirmi dokuz yaşındaki Sibel Yolaçan’m iki çocuğundan biri olan Ebru kaçırılmıştı. Kaçırılma olayı da şöyle olmuş: Bir haziran günü Sibel,
Bazen insanlar bir devrimin içine doğarlar, bir yasın bir isyanın. Öyle uzakta değil, evinizdedir ateş
Sayfa 43 - NotaBene YayınlarıKitabı okudu
Kafasında dün gece okuduğu kitaptan bir cümle dönüp duruyordu; " Hüzün insanın ana vatanıdır." Doğru muydu?
Sayfa 19 - NotaBene YayınlarıKitabı okudu
Reklam
“Seni beklemem için hiçbir sebep bırakmadın. Artık bu yaralar öyle derin ki, öpsen de geçmez.”
Şimdiki aklım olsa kızıma Ebru'ma gerçeklerin bile göreli olduğunu, bir insanın gerçeğinin diğerinin yalanı olabileceğini, bundan da yine kendinin sorumlu olduğunu, yalana inanmayı da nihayetinde bizim seçtiğimizi anlatırdım.
Sayfa 36 - NotaBene YayınlarıKitabı okudu
Yeşilçam sinemasının mevcut sınıfsal çelişkilerin üzerini masalsı ve melodramatik bir anlatımla örterek kitleleri avutan, teselli eden, kaderci ya da şükretmeye yönelten bir yaklaşımla gerçek yaşamdan uzaklaştırma işlevi olduğu ortadadır. Kaldı ki, kapitalizmin şafağında sanayi toplumu ve kentleşmeyle birlikte ortaya çıkan sinemanın da genel olarak böyle bir işlevi söz konusudur.
Sayfa 112Kitabı okudu
onursuzluk diğer mahrumiyetlerden daha fazla acı vermektedir, onuru reddedilen kişiler, onurun koruduğu öz saygıyı kaybedebilirler ve hatta kendini hor görme veya kendinden nefret gibi daha ciddi acılarla karşılaşabilirler.
Sayfa 110Kitabı okudu
165 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.