Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
• Kırık bir abdestle namaz kılanlar, bir çift göz diyip geçtiler. Bir kutsala abdestsiz dil uzattılar, Bilmezlerdi benden gayrısını görmeyen o gözlerin sırrıma kefil olan Sidretü'l Münteha olduğunu §| ayz
Bir İnşirah lazım bize
Bir abdini bir seyahatte huzuruna davet edip, bir vazife ile tavzif etmek için Mescid-i Haram'dan mecma-ı enbiya olan Mescid-i Aksa'ya gönderip, enbiyalarla görüştürüp, bütün enbiyaların usûl-ü dinlerine vâris-i mutlak olduğunu gösterdikten sonra, tâ Sidretü'l-münteha'ya tâ Kab-ı Kavseyn'e kadar mülk ve melekûtunda gezdirdi. youtu.be/N1d24MG8AEc?si=...
Reklam
İsra ve Miraç
İsra ve Miraç, iki ayrı mucizedir. İsra, "geceleyin seyahat etmek, gece seyahati yapmak" manasına geliyor. Peygamber Efendimiz (sav) Mekke-i Mükerreme'den, Mescid-i Aksa'ya kadar olan yeryüzü yolculuğuna İsra deniliyor. Miraç, " yükselmek, yükselmeyi sağlayan araç alet" manasına geliyor. Peygamber Efendimiz (sav),
SİDRETÜ'L-MÜNTEHA
Şu suretim büründü aşka, Aşkı arıyordum. Şu çatlak ayna, Benim yanlış gittiğim geçmişti. Kaçışırken kendimden, O söyledi bunu bana. Şu suretim zamanın kanatlı meleği, Birazdan aşk ile tükenirim. Her şeyin sureti bende saklı, Ben kendime divaneyim. AYKUT BARIŞ ÇELİK
Sidretu'l müntehâ. Son uçtaki ağaç. Gölgesi sükût, meyvesi sükût, gövdesi sükût, kökleri sükût. Sükût, ben'imiz ile kendimiz arasındaki kontrol edemediğimiz sınır çizgimiz. Sükût kimsesizliğimiz ile yalnızlığımız arasındaki simetri. Sükût mâverâya geçiş vizemiz. Sükût son uçtaki ağaca son bakışımız. Bir ağacın gölgesinde başlamıştı firkat hikâyesi. Hicab duygusunun sükût ile tamam olduğu bir varlık gölgesini, bir varlık perdesini okuduk son bakışımızda. Hüküm cümlesinin sonundaki nokta, insanın sırtına dağların yüklenmekten çekindiği ağırlığı yükledi. Bir noktanın ne kadar ağır olabileceğini bir ağacın gölgesinde öğrendik. Hangi gölgede bulabilirdik, bir gölgenin ait olduğu varlıktan koparken hissettirdiği acıyı. İnsan gölgesini yasak ağacın dibinde bırakarak ayrıldı cennetten bir daha dönmek üzere. Son uçtaki ağacın gölgesinde kelimeler arasındaki muvakkat sükûtu öğrendik. "Sübhaneke la ilmelena, illa mâ allemtena" sırrına âşîna olduk meleklerin sükût ile vardıkları secde yerinde. İki dudak arasında cenin pozisyonunda bekleyen sükûtu öğrendik güç zamanlarımızda. Akrep ile yelkovan arasında sıkışan sükûtu takip ettik ânın kozasında itikâfa girerken. Son uçtaki ağaca bilet alabilmek için kaç dirhem sükût bedel ödedik... Sükût, kendimiz ile ben'imiz arasındaki sidretü'l münteha, tam içimizde, bizi ikiye bölüyor. Sükût cennetten çıktığımız yer, sükût cennete döneceğimiz yer.
75 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.