Ne zaman insan karanlık bir yerde sayıklamaya itilmiş, insan ilişkileri karışık, karıştırıcı, bozucu niteliklere bürünmüş, insanın bir başka insana söyleyeceği söz anlamını kaybetmiş, insan davranışları yapaylık, içtensizlik yüklü hale gelmişse, insanlar şiir okumak, şiirle uğraşmak, şiirden öğrenmek gereğini duymuşlardır.
Sayfa 27 - TİYOKitabı yarım bıraktı
Orhan Veli, baştan sona İstiklal Marşı'nı özetleme gayesi güder. Yani "Sen şehit oğlusun incitme yazıktır atanı" demez. "Kimimiz öldük kimimiz nutuk söyledik" der. Bizim böyle büyük, önemli, verimli, doğurgan bir şiirimiz var.
Müslüman olmayan insan değildir önermesi üzerine
Benim anam, babam Türk. Öyleyse ben de Türk'üm. Yok böyle bir şey. Hiç kimsenin anası babası Türk değil. Vazifesinin ne olduğunu merak eden herkes kendisi Türk olur veya olmaz. Müslüman olmak insan olmakla, Türk olmak da Müslüman olmakla gerçekleşebilen bir şey. Bunu anlamak lazım.
Sayfa 240
Lazım!
Şiirin yüzünü hiç kimsenin hatırlamadığı bir dünyada, birinin kalkıp şiirin tanınmaya değer bir yüzü olduğunu, ortalıkta dolaşan renkli ve solgun yüzlerce hayaletin yalnızca maskeler olduğunu söylemesi lazım.
Oğlak Yayınları-1. Baskı 1994 EylülKitabı okudu
..şiir anlatılmaz bir şeyin anlatılmaya çabalanmasının sonunda, anlatılabilir bir şeyin yeniden anlamlı kılınması için gösterilen bir çabanın sonunda, yeterince anlaşılmayan bir şeyin etkili bir anlatıma kavuşturulması uğrunda harcanan çabaların sonunda ortaya çıkar.
Kendini tasarlama ihtiyacındaki insan şiirle içli dışlı olmaya can atar. Kendini bilen insan da gittikçe azalmayı öğrenir. Kendilik bilgisi insana, insanlara olan ihtiyacı artırır. Kendini bilen insan yardımın insanlardan gelmeyeceğini de bilir.
Sayfa 89
