İnsanlar
Hangi dünyaya kulak kesilmişse öbürüne sağır
O ferah ve delişmen gözüken birçok alınlarda
Betondan tanrılara kulluğun zırhı vardır
Çelik teller ve baruttan çatılınca iskeletim
Şakaklarıma dayanınca güneş
Can çekişen bir sansar edasıyla
Uğultudan farkedilmez olunca konuştuğum
Kadınların sahiden doğurduğuna
Toprağın da sürüldüğüne inanmıyorum
İsterdim ki bir akşam üzeri, martılar kar çiçekleri arasında çığlık atarken seninle de bir deniz kıyısında karşılaşalım. Ağla ve ben senin sesini duyayım.
İçimizde hep hüzün filizlendi ve içimizde hep ağlamaya ilişkin bir şeyler vardı. Hep yanlış kalelerin burçlarına bayrak çekmeyi düşledik. Tükenmemek için gerekli olan tılsımı bir türlü bulamadık. Çıktığımız yolculuklar hep yanlıştı ve bunu neden sonra fark ettik.