Ellerin
Dost kentleri yıkıp sana gelmişim
Esirin olmayı şeref bilmişim
Bilsen ıssızlıktan nasıl yılmışım
Bu sessiz dünyama girecek misin?
Ellerini bana verecek misin?
Gül yüzünü geceler dokurum
Şiirimsin günde bin kez okurum
Dara düştüm sağım solum uçurum
Şimdi bu müşkülüm görecek misin?
Ellerini bana verecek misin?
Ümitler dal-budak, ümitler sıcak
Ellerinki karanlığı kovacak
Bir rahmet bekliyorum yağdı yağacak
Bu kısır toprağı sürecek misin?
Ellerini bana verecek misin?
"Ne zaman gözlerine baksam, kalbimi bir savaş meydanında lime lime edilirken buluyorum.
Saklanacak bir zırhım, çözülemez bir gizemim kalmıyor.
Sen, benim kazanamadığım savaşımsın.
Sır olan her şeyim, yazılmamış harflerimsin.
Sen benim kalbim, aklım ve kafamın içisin.
Hayaline başımı yaslayarak; ülkelere, şehirlere götürdüğüm uzun yolculuklarımsın.
Gökyüzünde bulut, denizde fener, savrulan yaprak, çölde açan çiçeksin.
Sonsuzluk hissisin.
Susmalar dolu kuyumsun.
Zirvesi, sınırı, saati, yeri, mevsimi olmayan büyük yokluğumsun.
Çoğalan şiirimsin.
Okyanusumsun boğulduğum.
Yenilginin o kadarı işte!"