Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Mel

Mel
@siirvari
Şiirleşelim, Şiir gibi yaşayalım
Seni ben nasıl sevmem
. . Vakitsiz birer ölüm sanki geceler Bir bakımlık ay düşüyor herkesin payına Ve hiç dönüp de soran olmuyor Eklenen hangi düşler bir sonraki sabaha . .
Tekin Gönenç
Tekin Gönenç
Reklam
Çağrı
Gün uzun türküsünü bitirdi Karlı dallara yürüdü karanlık Yalnızlık çekilmez bu vakit Delirdi denizde yosun çayda balık Gel artık
Gülten Akın
Gülten Akın
GÜVERCİNİN RUHU
Âh, bir güvercin gibi kanatlarım olsaydı Uçar ve huzurlu olurdum Çünkü şiddeti ve kavgaları gördüm Bu dünyada çok acı çektim. Bu dünya gebe ve haksızlık doğuruyor Allah'ım, senin gücün ve senin huzurun dışında Nereden sığınak bulurum? Eğer şafağın rüzgarlarına asılsam ve denizin derinliklerinde yaşasam Yine de elinin ağırlığını üzerimde

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Gece Görüşmesi
. . Hiç düşündünüz mü Yaşamın kederli maskesinin gölgesi altında Yüzlerini gizleyen Sizler Bu üzücü gerçeği? Bugün yaşayanların Bir başka dirinin posasından başka, bir şey olmadığını? Sanki ilk gülüşünde Yaşlanıp gitmiştir bir çocuk Ve nasıl güvenebilir şimdi bu yürek -Bu asıl sözleri değiştirilmiş, bu bozulmuş mezar yazıtı- Bu yasa kesmiş saygınlığına Kendisinin? Belki de var olma alışkanlığı Ve yatıştırıcılar Çoktan tüketmiştir insanın Saf ve yalın iskeletini Belki de ıssız bir adaya Alıp götürmüşlerdir Ruhlarımızı . .
Furuğ Ferruhzad
Furuğ Ferruhzad
Ne içindeyim zamanın
Ne içindeyim zamanın, Ne de büsbütün dışında; Yekpâre, geniş bir ânın Parçalanmaz akışında. Bir garip rüyâ rengiyle Uyuşmuş gibi her şekil, Rüzgârda uçan tüy bile Benim kadar hafif değil. Başım sükûtu öğüten Uçsuz, bucaksız değirmen; İçim muradına ermiş Abasız, postsuz bir derviş; Kökü bende bir sarmaşık Olmuş dünya sezmekteyim, Mavi, masmavi bir ışık Ortasında yüzmekteyim...
Ahmet Hamdi Tanpınar
Ahmet Hamdi Tanpınar
Reklam
Akşam ve Develer
Böyle yalçın dağlarda sessiz dolaşanlar kim Köyler, ufka dizilen tozlanmış birer resim Yollar, köyleri saran eskimiş çerçeveler... Sesler çıkmadan söner paslı çıngıraklarda Yassı tabanlarını sürükler bir kenarda Boynu kısa develer, boynu uzun develer... Günle birlikte erir uyuklayan mor dağlar Ekilmemiş tarlalar, çalı bitiren bağlar Döker her kalbe kırık bir lambanın isini... Adımlar derinleşir renklerin vedaında Bir dua okur gibi gezdirir dudağında Deveci türküsünü, yolcu sevgilisini...
Sabri Esat Siyavuşgil
Sabri Esat Siyavuşgil
Annabel Lee
Senelerce senelerce evveldi Bir deniz ülkesinde Yaşayan bir kız vardı bileceksiniz İsmi; Annabel Lee Hiçbir şey düşünmezdi sevilmekten Sevmekten başka beni O çocuk ben çocuk, memleketimiz O deniz ülkesiydi
Madem İyisin
Anladık iyisin, Ama neye yarıyor iyiliğin. Seni kimse satın alamaz, Eve düşen yıldırım da Satın alınmaz Anladık dediğin dedik, Ama dediğin ne?
Arzularsın
Nadanı terk etmeden, yârânı arzularsın Hayvanı sen geçmeden insanı arzularsın “Men arefe nefsehu kad arefe rabbehu” Nefsini sen bilmeden Sübhan’ı arzularsın Sen bu evin kapusun henüz bulup açmadan İçindeki kenz-i bipayan’ı arzularsın Taşra üfürmek ile yalınlanır mı ocak Yönün Hakk’a dönmeden ihsanı arzularsın Dağlar gibi kuşatmış benlik günahı
Yeniden
parmakların bildiği var gücü gibi dizlerin ve kemiklerin hafızasından ışıyan lamba gibi derinin bile rengi var bu yüzden unutmuyor yanık izini buz lekesini sırtını duvara yaslamış bir gün bir saatte bir köşede beklerken içerden bir soru birden her şeyin sonuna geldiysek eğer nedir bu yenilik şimdi nedir sözler uyurken gelecek kışın
Reklam
Bilmeden
sabah bir sokağa daldım bilmeden kışın baharına çıkardı meğer son adresinmiş senin ben gelmeden duvarda küskünlük saksıda çiçekte dün duygusu bahçıvanı konuşturdum ağaçların da huyu değişmiş sensizlikten ben de bir iz aradım bir sır gezdim bir ateşten geri kalan yanık gibi geçti gölgen ömrümden https://1000kitap.com/yazar/i77639
Seni Beklemek
Seni bekliyorum. Sabırla, inançla. En karanlık anda bile aydınlanıyor dünyam bir gün gelecek olmanla. Bunca meşgalenin arasında aklımın bir köşesindesin hep. Gün batımının kızıllığında yudum yudum içiyorum sana özlemimi. En güzeli bu belki de. Seni özlemek. O buruk ama bir o kadar haz dolu içkinin tadına varmak yani. Seni bekliyorum. Sana
Kış Kahrı
aslında önce evleri sevmeye giderdi sesin caddeleri sokak gibi sevmeye giderdi sesin giderdin! ödü kopardı bütün eşyaların sonra kuyu kuyu dolaştığım mahcup sular söyledi yüzünüze güller üzgün evler bozuk rüyalar aslında bana herkesin uzağı var dendi
Yaşamaya Geldim
Yaşamaya geldim ben de dünyaya Elimden kolumdan bağlama beni Komşular gidiyor yıldıza aya Dağların başında eğleme beni Körpecik aklımı kandırma boşa İnsanlar benzemez beyinsiz kuşa Avareyim diye etme temaşa Bir dilim ekmeğe bağlama beni Mahzuni nedendir geri kaldığım Hakkın olmayanı çalıp aldığın Kimse bilmez kimin nasıl olduğun Hastayım götürün sağlama beni
Aşık Mahzuni Şerif
Aşık Mahzuni Şerif
"Biz hoş olduğu için şiir okuyup yazmıyoruz, insan ırkının birer ferdi olduğumuz için şiir okuyup yazıyoruz. Çünkü insan ırkının içinde coşkular vardır. Tıp, hukuk, işletme, mühendislik… Bunlar asil meşgalelerdir ve hayatı sürdürmek için gereklidir. Ama şiir, güzellik, romantizm, aşk. Bunlar, hayatı, uğruna sürdürdüğümüz şeylerdir.” -Ölü Ozanlar Derneği
98 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.