Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Gazel Şilan Dalyan

Gazel Şilan Dalyan
@silandlyan
Sizin alınız al, inandım. Morunuz mor, inandım.
30 Kasım
846 okur puanı
Mayıs 2021 tarihinde katıldı
Pencerene seller birikir, pencerene seller taştı.
Pencerene seller birikir Pencerene seller taştı Çiçeğin akşamdan kalma Çiçeğine yağmurlar sataştı Tut ki ölür ertesi günler carmığında Pencerene ayrılıklar bulaşmış Ağzının kenarında vuslat utanmış Pencerende sel Pencerende siyah tül perden Bir vedadır yumduğun gözlerin Bir ayrılıktır veda busen Pencerende seller Pencerende ölümlü çiçekler Beyaz bir duvarın vardı Şimdi o duvar darağacı Dudakların çatlamış Ellerin ısınmaz, yüzün bir yabancıya yenik Pencerene seller birikmiş Yokluğun mudur bu denli ağlayan Pencerene seller birikmiş Yokluğun mudur kalkıp da pencereyi kapatmayan Söyle yokluğun mudur baharı ayaz edip gözyaşını bulaştıran Çiçeğin bir umut yeşerir, tohumu senden almadıysa Sen gittin dönmezsin, yağmurlar ağlar ardında... ŞD.
Reklam
Bir adam, bir çocuk, bir yalnız.
Bir çocuk diyor şimdi; Bana gitmeyi getir, bana ölmeyi öğret Beni yaşarken dirilt Utanır çocuk, buklesi diri, gözleri tohumlu kahverengi Yalnızlığın sefiri, buklesi diri, Ilgın çocuk Bir adam konuşuyor şimdi; Buklesi eski, gözleri buğulu kahverengi Bana dönmeyi öğret, bana ölmeyi söylet Beni kendi içinde hapset Yakınır adam, buklesi eski, gözleri buğulanmış kahverengi Bir adam mı susmuş ulu gökte Ebedi yalnızlıkmış sefiri, gitse gelir mi ki Dönse nereleri bilir ki Gözleri yanık kahverengi, buklesi kesik, sesi sessizlik Bir adam susuyor şimdi ulu gökte; Buklesi eksiksiz hacmi, gözleri toprak kahverengisi Bir adam işte, bir adam, bir çocuk, bir yalnız ŞD.
Sen olsan, benim olsan.
Deniz olsan mavi yelkenli, yeşil olsan ufku daralan, Uzaklaştıkça yakınlaştıran, Sen olsan, benim olsan, yüreğimdeki mavinin içinde yaşasan, Sen olsan, benim olsan, mavini gözbebeklerimde yaşatsan, Bugün sen hırçın bir dalga, bugün sen uzaklara savrulansın Ötme bülbül yüreğimde şakıma, bugün sen yokluğunda ağlatansın Sen olsan kayıp bir gemi gibi limanımda bulunsan Sen olsan yelkeni dargın sulara, üzgün mehtabı kucaklayan dermanım olsan Buldum, seni buldum, seni gönlümde taşan yalnızlığımda buldum Sen olsan, benim olsan, gecemde soluklanan rüyam Güneşi huzur sağlayan, bahar sabahım olsan Seni buldum, seni buldum içimde kanayan yaramda buldum Sen olsan, benim olsan, taşan yalnızlığımdan çıkarsan... ŞD.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dilruba cengim.
Bana ruhundan bir satır yolla İnceden eleyeyim, yazgına bir kalemi nakış tutayım Bâki gönlüne hasbihal edileni kötü eyle Leyâli serpilen hayaline tutun, gözyaşını dökme Izdırabın döner geriye vurur yâd gözlerle Durdur kendini, anıları kendine isabet ettirme Bana gönlünden bir yer ver Küçükçe olsun, yeter ki gönlünde bulunsun Dilruba cengim kayıtsız derdim Tutun da gel kimselerden habersiz yamacıma uzanıver Gözlerin akşam vakti olur, ellerin soğuktur Dudakların cengebeli yolların sütunsuz dizilişinde bulunur Dilruba cengim kayıtsız derdim Bana ruhunu yolla, teslimiyetini yanı başımda uğurla… Ş.D.
Sen masum bir kar tanesi, temiz günahsız İçimde içkin, yüreğimde aşkın Saf bir rüya, sağlığın içinde yana yana Sen bir dünya, kindarsız kendi içinde barışık Anlaşılan duruluğun ifadesiz biçimi Kendin gibisin, kendi içindesin Deneyi olmayacak kadar aşikâr Ulu orta güzelliğin düzenli bütünü Sen ki kifayetsiz her cümlenin, güzel bitişiği Ender bir serzeniş, bulunmaz, sen ki tekliğin dengesi Tekliğin mucizesi Ortalayan düşüncelerin, somutu olan düzeneğin Kimseler anlar oracıkta her şeyi, duruşunda nağmeler dolanır Yakamoz kamçılar içini, için için nefesin Dolanıyor güzelliğin doğasına Güzelliğin ömür ekler, solunan hülyalara Yaşamak and içer oracıkta, olmalı büyüleci etkenin kainatın yanında... Ş.D.
Reklam
Kendi olan, kendini sakınmaz, kendi olan ona asla uğramaz.
Saklı cennetin en kayıp hazinesinden bir gül demeti, Elleri nice bozgun savaşı, dokunulmanın acı kanatları. Şans çiçeği yanlışlığın içinde değişti, Bir mağlubiyetin içinde umulmaz bir umut bekledi. Kanayan düşleri kendi içinde el değiştirdi… Kendi olan, kendini sakınmaz, kendi olan ona asla uğramaz. Bir bukete çiğ yalınlık, taze değil olgun göz pınarları, Hasret bulguları tüner durur yüzü hasretin buruşmuş zamanı. Sakındığı duvarlar üstüne yıkıldı, dur demeyi kendine yakıştırmadı, Haline panayırlar karıştı, utangaç asilliği yalancı rüzgâra bulaştı. Sesine ses ekemez bir demet güzelliğinde olsa bile, Buğulaşır dengesi, ertesi günler sessizlik değneğinde, kayıp zaman olur ruhunun atlası. Kalbini bir mürekkebin son damlasında, yarım ağız demlenen umudunu bir olguda Bırakıp gitti, asılı durdu bir zaman diliminde, Değişmedi zaman, Ne arttı ne de azaldı… Ş.D.
Her yaşın bir ayrılığı var, yüreğimize ters düşen acıları var, Dur demek değiştirmez bir kere olduysa devamı gelecektir elbet. Acının sınırı yok, acı sınırsız bir can alıcısı... Seneler sarkar göçebe kanatlar eşiğinde, Beyaz bir mendili kanatır sanki her değişen şey, adına yıkım dersin az gelir. Bir felakete sürüklenen her şey gibi, tarifsiz acının koynunda ölümü bekler durur, Eski bir sevdanın göğüs kafesinde hayatı güzelleştiren şeyler, Zamanı gelince ölümle eş değer olur. Bir pençe gibi sıkar durur, Göğüs kafesindeki o boşluk ölümün koynu olur Bu sonlar tarifsiz sürgünlerle doludur, kıyıca kaçtığımız her şeyin içinde boğulur… Ş.D.
Küçücük kadın.
Sen küçücük bir kadınsın, yanı sıra uzanmışsın yollara Üstüne çamurlar, üstüne yalın çıplaklıklar Ki sen küçücük bir kadın, ki sen anlamsız bir çığlıksın Yüzüne ağlamaklar bulaştırmış yitip gidenler Yittiği yerden gül yeşertenler, yine de demişsin yine anlamı kalır yitişlerin Ki sen narin bir çığlıksın, masumiyetin içine birikmiş Kayıtsız bir beyazın içindeki kirli beyazsın Sen küçücük bir kadınsın, dünyada yenilensin kötülüğe Bir yay tutup kendine, gönlüne isabet edensin Vurduğun yerden güzellikler yeşermesin, her giden bir gül bitişiğinde değişmesin Burdan vurmalıyım dersin kendimi, gönül yuvamdan umudumu kanatıp öldürmeliyim Sen ki küçücük bir kadın kendini yaralamayı çok seven Sen ki küçücük kadın, kendini vurduğun yerde yine de umudunu öldürmeye cesaret edemeyen... Kıyılmazmış onulmaz acılar, acına aldanmayı öğrenmişsin Saf sevgini sadece kendi kanınla kirletmişsin Küçücük kadın Küçük kadınım... Ş.D.
Düşününce, düşününce tadı kalır yaşamanın keyfimizde...
Baran olur gözyaşlarım akar da akar Bir nehrin sel felaketi Yalansız ince ince dolanır göz bebeklerime Güneşi olmayan bir ay hiçse, Gideceğim her yer yalnızlıktır derdime Kuşku içinde sefil bir ten kendini caydırır ya Hani bir felaketi süsler ince ince Anlamsız çığlıkları özendiren gecene Bir toz bulutu olamadım ya neye çare Serilidir rüya pazarın kayıtsız ömrüne Uyanırsın her seher vaktinde Buluşur yaşlarımız ortak dertlerin mahzeninde Düşününce, düşününce tadı kalır yaşamanın keyfimizde... Ş.D.
Büyümek neymiş hatanın derisini sökerek öğrendim.
Karda eriyen soluksun, en derinde bir yerde vurulursun Daima kaçmak derken kaçışın kurbanı olursun Kelimeler sana değil, kelimeler yalnızlığa Uzaklaştığın her dünyadan anlamsızca çıkışına Dargınsak iki duble gözyaşı içelim, içine bolca ayrılık ekleyelim Kafan döner, dönerse gidersin, kendini unuttuğun her yeri seversin En alçak rüyadayız şimdi, sen yoksun En garip mahlupsun şimdi benden de yoksunsun En içten sınavındı bu yanılış, bildin bildikçe koştun savruluşluğuna Köşe bucak talan ettiğim dünyana ithafen, buldum sandığım her an Kendimi aldattığımı uydurduğun yalanın tesirini kayboldukça anladım Bil ki yanıldım, bil ki dargınca uzağına dayandım Yine de, yine de ömür törpüsüne bir yıkılış daha ekledim Büyümek neymiş hatanın derisini sökerek öğrendim Ş.D.
Reklam
Yavaş ve acılı, acılı ve yaslı.
Koynunda bir ölüm adını sır gibi sakla Ölümü kucakla ve sarıl Konuş sinirlen bağır ona Yüreğine sinen ayrılığın tozunu sil Küçük bir çocuk ol, sen ağla Ölümün başucunda alış ona Titrek nefesini belli et, korkunu anlat Böğründeki acıyı hissettir ona Ölümün boğazına dayanmakta, kan kırmızısı boynun Kırmızı acıdır, acını bahşet ona Yavaş ve acılı, acılı ve yaslı Sessiz hikayenin kurbanı... Ş.D.
Kuş olsan dayanamazdın sen bu iklime.
Bir iç çekiştir, tufandır, yalnızlıktır Arayınca yollara başvurup, sancılara katlanmaktır İç sızım, iç sızım bulunmaz diyarlardadır Ellerini saçlarıma mahkûm etmeliydin Yaralı ellerinle okşa, durmadan okşa demeliydim Kuş olsan dayanamazdın sen bu iklime Havalar buz, adımların yokluğa uzanmakta Güneş daralmış, uzun zamandır kayıplar da Kuş olsan dayanamazdın, kaçardın… Çiçek olsaydın, solardın… Sen olsaydın, sen de kaçardın Bir vagonun en ücrasında umudun sırtında Göç etmek kaderimdir, gidişimi sakla da kal Der gibi, kaçar giderdin Adımın firarda bu sararmış yıllarda Sen olsaydın, sen olsaydın… Ş.D.
Ulu orta kaçmak denilir gidişine.
Bir kuş yetim kalıyor Kış saatinin öksüzlüğünde Camsız ekmeğin peşinde, kalıyor boğazına ne denediyse Kuşları özgürlüğüne tutsak etmişler Kuşları uzak diyarlara hapsetmişler Bu hazan mevsiminde ruhuna bir kuş göçebe Kalmışsın öylece Kimi görsen eski bir ayrılık sanmışsın kimi sevsen ruhunu ızdırabıyla okşamışsın Sen bir kuşun hacmini ruhuna taşımak zorunda kalmışsın Ulu orta kaçmak denilir gidişine Yeniden dönmek için bir kuş gibi güneşi beklemişsin Beklemeler yılları geçiyor, saatler yavaş, bir hançer gibi yüreğime batıyor Kuşlar gelmeli bu hazanlar değişti Kuşlar terk ettikleri yeri iyice ezberlemeli Değişen çok şey var gittiklerinden beri... ŞD.
Nefes nefese kalmış hikâyemizin, soluğunu kestim.
Canının acısı olmak istedim, ilk defa bencildim Uzaklaşırken gözlerim arkada, sana son kez içimi dökmek istedim Anlayışlar bulduk, düşündün ve sustun Susuşunda gizli her kelimeyi, göz bebeklerinde aramak en büyük hevesimdi Yine aynı yerden aynı acıya kucak açacağımı bilsem bile sana son kez yenildim Nefes nefese kalmış hikâyemizin, soluğunu kestim Akşam güneşine benzerdi yüzün, son kez battı ve karanlığa bağlandı... Haklıydın hani oturduk ve dedin; Kimsesizliğe derman ararken kimselere ihtiyacım yok derdim Dermanımı aradığımı bilmeden usulsuzca söylenirdim Sen de haklısın, kendimden uzak her yeri emanet bir kolla sarıverdim Ben hep yenildim... Sense hep giderken ben, ardımda tükenirdin Bir çiçektin, çiçek oluşundan habersizce ezdim Kırılıp bükülsende ses etmedin Sen güzeldin bense güzeli kirlettim Çamura battım, üzerine bulandım... ŞD.
213 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.