Musa yılmaz
@silhar
CESARET,KORKUYA DİRENMEK VE ONA GALİP GELMEKTTİR.
Amele!
Ana sınıf
hatay
Hatay antak, 14 Nisan 1986
36 okur puanı
Ocak 2022 tarihinde katıldı
Şu anda okuduğu kitap
Okuma Hedefleri
İlişki içindeki insanların eşit düzeyde değerli olduğu koşulsuz olarak tanınıp kabul edilmedikçe, ilişkinin temeli sağlam olamaz.
Sayfa 128Kitabı okuyor
Birkaç yıl önce bir okuyucum telefonla bana ulaştı ve ısrarla benimle konuşmak istediğini söyledi. Israrı karşısında konuş- mayı kabul ettim ve konuştuğumuz bir saat içinde iki gözü iki çeşme sürekli kendisinin kitap okumaktan çok hoşlandığını, ne var ki, kocasının hiç kitap okumadığını ve aralarında konuşa- cak hiçbir konu bulamadıklarını söyledi. "Okumak bana yeni ufuklar açıyor ve bunları onunla paylaşmak istediğim zaman hiç ilgi göstermiyor. Kendimi çok yalnız hissediyorum ve yaşa- mım bu evlilik içinde anlamsız geliyor," diye devam etti. Daha sonra boşandıklarını duydum. Adam kitap okumamakta ısrar lıymış.
İşin ilginç yanı sözünü ettiğim evlilikteki eşlerin her ikisinin de üniversite mezunu olması. Evlilik öncesi aralarında bu yönden bir fark olduğunun farkına varamamışlar. Maalesef birçok genç, evlilik öncesi ilişkide "aşk"ın o kadar çok etkisinde kalıyor ki tümü göremeyecek duruma geliyor.
Sayfa 118Kitabı okuyor
Yıllar önce bir arkadaşım güzel bir kızla tanıştı. Bana söyle- diği, "Kızın çok güzel dudakları var. Ayrıca vücudu, özellikle- ri, kalçaları tam benim istediğim türden," idi. Gördüğünüz gibi cümleleri tümüyle cinsellikle ilgili. Bu kızla evlendi ve şimdi iki çocuğu var. 15 yıl gibi uzun bir süre sonra karşılaştığımda kendisini çok mutsuz gördüm. İş yaşamında çok başarılı olmuş biriydi ama aile yaşamında çok mutsuzdu.
Okur Takip Önerileri
Ailede BİZ Bilinci
Kutsal ve mutlu yuvalar bir ulusun sağlıklı geleceğinin garantisidir.
Henry Drummond
Gelişen kişi yaşamının her anında öğrenmeye açıktır. Gelişen kişide "artık erdim" kavramı yoktur. Gelişimin sürekli olduğunu bilir ve bu bilinç yaşamın sonsuz heyecanlı bir macera olduğu duygusunu verir. Çünkü sürekli geliştiği halde, öğreneceği çok şey olduğunu bilir.
Bazen "kendilik," bazen "benlik" ve bazen de "özdeşim" dediğimiz bu kimlik bilinci başarımızı etkileyen en önemli öğe olarak karşımıza çıkar. Kalıplanmış aile ortamı içinde yetişen çocukların kendilerini aciz ve yetersiz görmeleri olağandır. Bu tür ailedeki anababanın otoritesi, çocuğun güçsüzlüğü ve anababanın güçlülüğü üzerine kurulduğu için, anababa çocuğu güçlendirmekten çekinir. Aile BİZ Bilinci içinde değil, tümüyle Sen-Ben Bilinci içinde işler.
Bunlardan kurtulmak için yapılacak en iyi şey olayın bilincine varmaktır. Bunun için kişinin kendini gerçeğe adaması, gerçeği arayan bir ruha sahip olması gerekir.
"Ama risk alınmalıdır, çünkü yaşamdaki en büyük tehlike hiç risk almamaktır. Hiç risk almayan kişi, hiçbir şey yapmaz, hiçbir şey elde etmez ve hiçbir şey olmaz. Acı çekmekten kaçınabilir, ama elbette öğrenemez, gelişemez, duyumsayamaz, değişemez, sevemez, yaşayamaz. Kendi zincirlerine bağlan mış bir köledir, özgürlüğünü yitirmiştir."
Bahçenizin sınırlarını bilin. Aksi halde bahçede yetişen çiçekleri gelip geçen çiğner.
"Bir aileyi yönetmek, bir ülkeyi yönetmekten daha kolay değildir."
Beni üzecek gücü sana verdiğim için kendimden özür dilerim.
Ölmekten müthiş bir şekilde korkuyordu çünkü henüz gerçek anlamda yaşamamıştı…
Birinin hayatının neresinde olduğumu çözemediğim zaman hiçbir yerinde olmamayı garantilerim çünkü belirsizlik, değersizliktir.
Demek hayat böyle iki adım ilerisi bile görülmeyen sisli ve yalpalı bir denizdi. Tesadüflerin oyuncağı olacak olduktan sonra ne diye bir irademiz var ki? Kullanamadıktan sonra göğsümüzü dolduran hisler ve kafamızda kımıldayan düşünceler neye yarardı? Yaşayışımıza ve etrafımıza şekil vermek arzusuyla dünyaya gelmekten ise hayatın ve muhitin verdiği şekli kolayca alacak kadar boş ve yumuşak olmak daha rahat, daha makul değil miydi
Hayatta kendi düşüncelerim ve kararlarımdan başka birtakım kuvvetlerin emri altına girmek asla tahammül edemeyeceğim bir şeydi.
Etrafımız o kadar çirkefle dolu ki, temiz kalmak için bir tek çare kendi dünyamıza çekilmek ve muhitle, hiç olmazsa manen, alakamızı kesmektir.