içinde bir yerlerde bir şeyler kırılıp döküldü ve artık ölmüş olan o kadını düşündü, cisimsiz ve tutkulu bir şekilde, uzaktan gelen bir müziğin sesi gibi hatırladı onu.
sadece öldüğüm zaman bu mektup gelecek sana; seni başkalarının sevdiğinden daha çok seven birinden, asla tanımadığın birinden, her zaman çağırmanı bekleyen ama asla çağırmadığın birinden gelecek sana. belki, belki bu mektubu aldığında beni çağıracaksın ve ilk defa sana sadık olmayacağım, çünkü ölüm uykusunda seni duymayacağım. sana ne bir resim, ne de bir obje bırakacağım, tıpkı senin bana hiçbir şey bırakmadığın gibi, çünkü beni artık asla tanımayacaksın. yaşarken kaderim böyleydi, ölürken de böyle olacak.