Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Franz Kafka yla tanismanin şimdiki zaman için mutluluğu gecikmiş olmanin hüznü içindeyim.
"Ben bir zaman savurganıyım. Bu yüzden hiç yaşlanamıyorum. Oysa sen zamanı kullanma konusunda çok disiplinlisin. Aslında aynı yaştayız ama sen hep önden yürüdüğün için arkana dönüp bakmayı unuttun. Ben hep oradaydım, eski bir kışlanın bir takım koridorlarında unutmuş olabilirsin beni, belki adım hep aynıydı, belki sarışındım o vakit… Ama şimdi yani o öğleden sonra arkada durmaktan sıkıldığım için senin yanına doğru attım adımlarımı. Sanki çok zaman geçmiş gibi aradan, beni daha önce bildiğini unutmuş buldum seni. Ben hep şimdiki zamandayım." kalbimdentemizbiryaprak.blogspot.com.tr/2012/05/sahanda...
Reklam
Hayatımız, "bir yumağın sürekli sarılmasıdır". Yaşadığımız her şey, ardımıza takılıp gelmekte ve doğal olarak da birikmektedir. Yol boyunca ne yaşandıysa toplamaktır çünkü. "Bugün" diye adlandırdığımız şey, "geçmiş ve geleceğimizin toplamıdır". Yani geçmişimiz; elimizden uçup gitmiş, kaybolmuş bir zaman değildir. Şimdiki zamanın içinde duran, bekleyen bir şeydir. Bu duran şeyin "bilinç" olduğunu ve aynı zamanda "belleğimizi" de kapsadığını, bu hikayeleri yazmak için sandalyeme oturduğum her seferinde hayretle fark ettim. (Ercan Kesal)
İnsanoğlu; Çocukluktan sıkılır,büyümek için acele eder,sonra da çocukluğunu özler. Önce para kazanmak için sağlığını harcar sonra da yitirdiği sağlığını geri kazanmak için parasını. Hiç ölmeyecekmiş gibi yaşar sonra da hiç yaşamamış gibi ölür. Hayata hazırlamaya o kadar çok zaman harcar ki hayatını yaşamaya zaman bulamaz. Yarını o denli düşünür ki bugünün elinden kayıp gittiğini fark etmez bile. Oysa hayat geçmişte ya da gelecekte değil şimdiki zamanda yaşanır. -Eflatun
Evvel zaman kendi halinde bir kır çiçeğiydi, şimdiki zaman havalı bir süs bitkisi. (Gökhan Özcan)
bir kitap okumuştum. adını hatırlamıyorum. içinde bir domino teorisi vardı. domino taşlarını bilirsin. önce özenle dizilirler sonra tek bir fiskeyle hepsi teker teker yıkılır. ancak romandaki hikayede domino taşlarından oluşmuş zincirin iki tarafına da aynı anda dokunuluyor. ve zincir aynı anda iki taraftan yıkılmaya başlıyor. zincirdeki domino
Reklam
Bazen sanki karşısında biri varmış gibi konuşup, çok değişik bir ses tonuyla gülüyordu. Zaman zaman birden öfkeyle bir bağırıyordu ki, neye uğradığımızı şaşırıyorduk. Ben de de panik atak başlamıştı. Yerinden kıpırdarsa, ben aniden çok korkuyordum. Yanımda bir başkası yükses sesle konuşsa, öksürse çok korkuyordum. O sinirlenince elim ayağıma
Bizim gençliğimizde fikir üretmek modaydı... Kendimizi boş konuşmamak için zorlar, bütün bilimsel dallarda öğretmenlerimizin verdiği ödevleri yapmak için kaynak arar dururduk... Zengin bir kütüphanemiz vardı ama sonuçta bir Google değildi. En mutlu olduğumuz an verilen ödeve ait kaynak kitabı bulduğumuz andı... Şimdi ki gibi sayısal ortamda bilgiye ulaşmak mümkün olmadığı için copy-paste yapmak da mümkün değildi... Kitabı okur, anlar, kendimizle ilgili bölümleri tespit eder ve bazen özet çıkartarak bazen de kendi yorumumuzu katarak ödevi hazırlardık. 10 sayfadan az hazırlanan ödevlerin öğretmenler tarafından hakaret olarak algılanma riski vardı. Kaynak kitabı kütüphaneden çıkarmak yasak olduğu için ya ödevi kütüphanede hazırlardık yada müsvette olarak yazar sonra temize çekerdik ki o zaman da iki defa yazmış olurduk. Lise öğrencisi ile doktora öğrencisi arasındaki farkı bilmediğimiz için büyük bir ciddiyetle ödevimizi hazırlar ve bazen sınıfta sunum yapardık. Çok sonraları yüksek lisans yaparken bizden beklenenin literatürde var olanları derleyip toparlamak olduğunu öğrendiğim zaman epey bir şaşırmıştım. "Nasıl yani bir şey icat etmeyecek miyiz?" "Biz lisedeyken uçmuşuz be abi..." Falan filan. Biz kaynak bulmak için dört döner bulamazdik şimdiki gençler de kaynak manyağı olmuş "Acaba hangi kaynak daha uygun olur" diye site site gezmekten dumura uğruyor. Her devrin zorlukları var vesselâm... Neyse bir kaç günlüğüne Ilgaza gidiyorum. Biraz tatili hak ettik galiba...
Şimdiki zaman onlara ait olabilir; ama gelecek, ki ben hep bunun için çalıştım, bana ait. (Nikola Tesla)
Eduardo Galeano: “Bilmesek de, istemesek de geçmiş zaman şimdiki zamanın içinde bütün canlılığıyla tik-taklarına devam eder... Ama bugün, hatırlama hakkını canlandırmak ve hayata geçirmek hiçbir zaman olmadığı kadar gerekli: Geçmişi tekrarlamak değil, tekrarlanmasını önlemek için, aptallığın ya da talihsizliğin sürekli yankısına mahkûm olmayan seslerle konuşabilmek için...”
Reklam
ÖLÜMSÜZ OLACAĞIZ Ölümsüzlüğün peşindeki gafil Hiç haberin yok mu onca ayetten Dünyada perişan ötede sefil Ölünce ölümsüz olursun zaten Karışılmaz asla tercih senindir İstersen cehennem istersen cennet İkisinden biri sonsuz yerindir Dünya gibi fani değildir ahret Aldatmasın sakın şimdiki halin Kuvvet elindedir Allah’ın aman ölüm istemeye ollmaz mecalin Ne mekân bulunur orda ne zaman Malın kalır burda amelin gider Ecel geldiğinde yoktur bir çare servetini varislerin pay eder Yolcu yolda gerek öldün bir kere 24-05-2015 Mustafa Tuku
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.