"Bir sayfa,böylece,yavaşça çevrildi ve tüketilmiş günlere eklenerek öbür tarafa geçti,şimdilik biriken sayfalar ince bir cilt oluşturmaktadır. Ama yine de biten bir sayfadır,teğmenim,yani yaşamın bir parçası."
"Madem öyle küçük at,ovadaki yol boyunca koş dört nala,daha geç olmadan koş,yorulsan bile,yeşil çayırlara,bildik ağaçlara,insanların oturdukları yerlere,kilise ve çan kulelerine varmadan sakın durma."
"Kitaplar kör olmuş gözlere ışık vermekte,ruhunu henüz tamamen kaybetmemiş her bir insanın yüzünün derin utanç duygusu ile kızarmasına neden olmaktadır."
"Halkın içinden çıkan her büyük şahsiyet yakıcı güce sahip birer büyüteçtir.Bu büyüteç halkının en güçlü yönlerini ve zekasını kendi kişiliğinde birleştirerek,hem kendi halkını hem de diğer halkları temsil eden milyonlarca insanı ateşlemektedir.Fakat gökyüzü bulutluysa ve atmosferde güneş ışınları yoksa,hiçbir büyüteç kar tanelerini eritmeye ve bir damla suyu ısıtmaya muktedir olmayacaktır.
Beyaz Zambaklar Ülkesinde
"Lev Tolstoy farklı bir tablo çizerek ,şunları belirtmektedir:
"Denizde yüzmekte olan büyük bir gemiyi hayal edin.Hareket halinde olan gemi,önünde kuvvetli bir akıntı oluşturmaktadır.Bu akıntıyı geminin arkasından sürüklediğini söyleyecek birileri çıkar mı?Herkes akıntıyı geminin yarattığının ve ileriye doğru hareket ettirdiğinin farkındadır.Burada itici güç gemidir,akıntı ise yüzmekte olan geminin gücünü yansıtan bir sonuçtur.
Halkların gelişimi de bu şekildedir.Içinde hareket gücünün ortaya çıkararak, artmaya başladığını hissettiği an halk ileriye doğru hareketlenecek,kendisi yürüyecek, önündeki akıntıyı da iterek hareket ettirecektir.Halk kendi içerisinden ,onun istek ve duygularına tercüman olacak önderler çıkaracaktır."
"Gelecekteki ciddi ve tehlikeli hayatın yanında bütün bunlar çocukça birer oyun gibi görünüyordu.Yıllar geçtikçe aşk başka türlü olacaktı.Öpüşler,gülüşler,ağaçlıklarda,hayatın ve tabiatın baharında hülyalı konuşmalar olmayacak,bütün bunlar "solup gidecekti".Fakat solmaz ölmez bir aşk,hayat kadar güçlü bir aşk yüzlerinde okunacak;ortak acılı günlerinde sessiz bakışları bu aşkla dolu olacak,onun vereceği sonsuz sabırla hayatın her derdine katlanacak,bu aşkın gözyaşları da ,hıçkırıkları da olacaktı.."
"Tabiatın her zaman yeni ve göz kamaştırıcı güzellikleri karşısında da çok defa hayran susarlardı.Bu güzelliklerden ruhları hiçbir zaman bezmezdi.Yer,gök,deniz,her şey duygularını çoşturur,yan yana sessizce oturur,bir tek gönülle yaradılış mucizesini seyre dalarlar,birbirlerini konuşmadan anlarlardı.Sabahı kayıtsızlıkla karşılamazlar ,ılık,yıldızlı gecelerin karanlığına tembelce gömülmezlerdi.Düşüncelerin durmadan kımıldanışı, ruhlarının durmadan çalkalanışı,birlikte düşünmek, duymak ihtiyacı onları uyanık tutardı.."