kujerê cûnkewê û êşên min dihatin ricimandin
Te yê jî riya xwe bi dewsa kuştina cûnkewê bixista
Te yê jî ji paxila xwe ya aram
Kevirek bavêta bexçê gunehan
Te melkeb da ser kula gulavîn
Te da dû teyrê zemanê ber ava şîn
Tu çû!
Yerleşik bir kültür ortamında oluşmamış olan ve bir şehir mantığı içinde kendini organize etme imkanı bulamayan dinler, sin derece tekelci davranmakta ve despotluk eğilimi göstermektedir. En belirgin örneği Yahudiliktir.
Hz. Ebu Zerr (Radıyallahu Anh) anlatıyor: "Güneş batarken Rasûlullah (Aleyhissalâtu Vesselâm) ile birlikte mescidde idim. Bana:
"Ey Ebu Zerr, biliyor musun bu Güneş nereye gidiyor?" diye sordu. Ben:
"Allah ve Resûlü daha iyi bilirler!" dedim.
"Arş'ın altına secde yapmaya gider, bu maksadla izin ister, kendisine izin verilir. Secde edip kabul edilmeyeceği, izin isteyip, izin verilmeyeceği zamanın (kıyametin) gelmesi yakındır. O vakit kendisine: "Geldiğin yere dön!" denir. Böylece battığı yerden doğar. Bu durumu Cenâb-ı Hakk'ın şu sözü haber vermektedir. (Mealen): "Güneş, duracağı zamana doğru yürüyüp gitmektedir. Bu aziz ve alîm olan Allah'ın takdiridir"(Yâsin 38).
Buhârî, Tefsir Yâ-sin 1, Bed'u'1-Halk 4, Tevhid 22, 23; Müslim, İmân 250, (159); Tirmizî, Tefsir, Yâ-sin, (4225).
Hadis No : 1665]