Cesaret sadece er meydanında değil her an, her yerde lazımdı. Düşmanı görüp üzerine naralarla atılmak kurdun kuşun da işiydi. Sırra talip olmak hepsinden daha fazla cesaret istiyordu.
Sevmenin başka yolu bulunmaz, bu işin başka sırrı yoktur. Başkalarını severiz, kendimizi severiz, düşmanlarımızı severiz, bu sayede hayatımızda hiçbir eksik kalmaz. Televizyonu açıp dünyada olan biteni izleyebilirim; meydana gelen felaketlerde bir parçacık dahi sevgi bulunuyorsa kurtuluş ümidimiz var demektir. Çünkü Sevgi Sevgi’yi doğurur.
Sevmeyi bilen, Hakikat’i sever, Hakikat'le mutlu olur, ondan hiç korkmaz; çünkü er ya da geç Hakikat tarafından aklanacağını bilir. Alnı ak, mütevazı, önyargılardan ve hoşgörüsüzlükten uzak şekilde Hakikati arar - ve sonuçta ne bulursa bulsun memnun olur.
9. BÖLÜM
SONSUZ SABIR
Bir zamanlar cennet meyvesini işitmiş olan bir kadın vardı. Ona tamah etti.
Adına Sabar diyeceğimiz bir dervişe sordu, “Bu meyveyi nasıl bulabilirim ki böylece mevcut bilgiye erebileyim? “Sana verebileceğim en iyi tavsiye benimle çalışman olur,” dedi derviş. “Fakat böyle yapmazsan, kararlı bir şekilde ve bazen yerinde
Bu güzel metaforların şifresini kendi başına çöz; derinlemesine düşün onlar hakkında.
Bu yüzden hikayeler üzerinden konuşuyorum. Onlar üzerinden hiç kimse konuşmamıştı. Niçin ben bu küçük hikayeler üzerinden konuşuyorum? -sadece nasıl düşüneceğine dair sana birkaç ipucu vermek için. Bunlar bu hikayeler üzerine yapılan yorumlar değiller; ben bir
"Erkeklerin bir nefsi, dokuz aklı; kadınların ise dokuz nefsi, bir aklı olduğu halde nasıl oluyor da kadının fendi erkeğe ağır basıyor? "
Rabia meczubun bu cümlesine tebessüm etti, "Er olmak ve kadınlık cinsiyetten ibaret değildir. " dedi. "Bu bahsin sırrı şudur ki, nefs münennes (dişi)dir. Müennes nefsi ıslah edemeyen kişi, ister kadın ister erkek olsun, (dişi) nefsin elindedir. Ayrıca kadınların bir akılla dokuz nefsi güttüğü ama erkeklerin dokuz akılla bir nefsin hakkından gelemediği malumdur. Asıl buna şaşmalı değil mi?"