bir gün, akşamüzeri, masa lambasının ışığı altında, kendisine, jakop wessermann’ın “ hiç öpülmemiş ağız “ diye uzun bir hikâyesini okuyordum.
burada, hayatında hiçkimse tarafından sevilmemiş ve kendisine bile itiraf etmediği halde, bir aşk, bir insan sevgisi bekleyerek ihtiyarlamış bir muallimden bahsediliyordu.
Sayfa 134 - kültür yayınları, 1.basım, istanbul 1943Kitabı okudu