Bilginin hedefinin bilgelik olması gerektiğine dair bir ipucu bile verdiklerini duymuyorsun kampüste. 'Bilgelik' kelimesinden söz edildiğini bile duymuyorsun neredeyse! Komik bir şey duymak istiyor musun? Gerçekten komik bir şey duymak istiyor musun, ha? Üniversitede neredeyse dört yıl boyunca - ve bu kesin gerçek - 'bilge kişi' teriminin kullanıldığını işittiğim tek an, birinci sınıfta, Siyaset Bilimi dersinde olmuştu, hatırladığım! Nasıl kullandıklarını da biliyor musun? Borsada bir servet yaptıktan sonra Washington'a gidip Başkan Roosevelt'e danışman olmuş hoş, yaşlı ve tonton bir devlet adamından bahsederlerken kullanmışlardı. Samimi söylüyorum!
Ya yenileceğiz kör cehalete. Ya da ahlaklı zenginler, güçlüler bulacağız. Çünkü bu demokrasinin yok başka çaresi. Ey cemaat nedir bu saltanat sevdası. Yoluna ölürüm dediğin Peygamber dahi seçmedi bu yolu. Layığı olmayana verilen kudret ya zulme, ya ziyana gider. Sen den geçiyor, evladına da mı merhametin yok.
Demokrasi dediğin…
Sadece layık olduğun şekilde yönetilmek değildir.
*
Papağan gibi “her millet layık olduğu şekilde yönetilir” derler, devamını söylemezler. Halbuki, o lafın devamını dünya demokrasi tarihinde sadece Mustafa Kemal söylemiştir: “Her millet, icraatına tahammül ettiği hükümetin mesuliyetine ortaktır!”
*
Aç şimdi haberleri.
Seyret eserini.
*
Çıkarırsan Atatürk'ü…
Geriye anca bu kalır.
30haziran2016 Sözcü Gazetesi Yılmaz ÖZDİL yazısından bir bölüm.
Eski basım bir kitaptı. Bunu kelimelerin yazılışından bile rahatlıkla anlayabiliyorsunuz. Sanki bazı harflerin seçiminde Osmanlıca etkisi vardı. Remzi Oğuz Arık'ın çeşitli konulardaki makalelerin bir araya getirilmesiyle oluşturulmuş bir kitap.
İçerik olarak biraz bahsetmek istiyorum:
DERNEK: Derneklerin bir takım prensipleri vardır. Başta