Nasreddin Hoca, dağda odun keserken bastığı dalın kök tarafına baltayı vuruyormuş. Oradan geçen köylünün biri, "Bre Hoca yaptığın iş yanlış, kök tarafına baltayı vurursan dal kırılır, sen ağaçtan düşersin" demiş. Hoca dinlememiş ağaçtan düşmüş. Koşa koşa köylüye yetişmiş, "Yahu sen ne akıllı adamsın, benim ağaçtan düşeceğimi bildin, ne zaman öleceğimi de bilirsin elbet. Bunu da söylemeden seni bırakmam. Köylü Hoca'nın elinden kurtulmak için ona bazı şartlar söylemiş. "Bu şartlar gerçekleştiği takdirde sen öleceksin." Odunu yüklemiş kasabaya gelirken, köylünün söylediği şartlar gerçekleşmiş, hoca da öldüğünü kabul ederek upuzun yola uzanmış. Bu esnada bir kurt gelerek sahipsiz kalan merkebi evire çevire yemeye başlamış. Hoca yattığı yerden başını kaldırarak: -Ye bakalım ye, ölmüş adamın eşşeğini yemek kolaydır. Ben sağ olsaydım bunu sana bırakmazdım demiş. Biz kendimizi hoca gibi ölmüş farz edersek temel insan hak ve hürriyetlerimizi, elmizden alacak kurtlar eksik olmaz. Şâirin dediği doğrudur. Sahipsiz olan vatanın batması haktır. Sen sahip olursan bu vatan batmayacaktır... Tabii haklarına sahip olamayan vatanına da sahip olamaz.
Sayfa 196Kitabı okudu
Parti programının 5. Sahifesinde partinin ana gayesi şöyle ifade ediliyordu: 1- Partimiz, milletimizin fıtratında mevcut olan yüksek ahlak ve faziletin, kuvveden fiile çıkarılmasını, inkişafını ve cemiyetimize nizam, huzur, içtimai adalet ve vatandaşlarımıza saadet ve selamet getirmesini gaye edinmiştir. 2- Partimiz, milletimizin manevi kalkınma yanında, müsbet ilimlerde ve teknikte taklitçilikten kurtulmuş, yapıcı, keşif ve icad edici gerçek bir inkişafa ve her sahada büyük şahsiyete erişmesini gaye edinmiştir. 3- Partimiz, milletimizin geçirdiği büyük tarihi tecrübeler, kazandığı olgunluk sayesinde, milli ve manevi değerlerimize halel getirmeden, demokratik hukuk nizamı içerisinde, manevi ve maddi kalkınma hareketlerinin, basiretli ve isabetli bir sentezini yapacağını ve bu suretle beşeriyete ışık tutacak, refah ve saadet getirecek, yeniden dünyaya örnek üstün bir medeniyet kuracağını kabul eder ve bu büyük gayeye erişmek için vatandaşlarımızı hizmete çağırır.. Görüldüğü gibi bu maddelerde, cihanşümul bir medeniyet kurma hedefi gösterilmiştir. Bu hedef bilhassa, sosyalizmin ve kapitalizmin iflas ettiği, şu içerisinde yaşadığımız devrede ehemmiyetini bir kat daha artırmış bulunmaktadır. Diğer siyasi partilerin, ille de Batı'lıların peşinden gideceğiz, onlar bataklığa batsalar biz de batacağız, şeklindeki saplantısından insanlarımızı kurtarmak, hem milletimizin hem bütün insanlığın kurtuluşu için örnek bir kalkınma modeli gerçekleştirmek ancak böyle bir hedefe doğru azimle imanla yönelmekle mümkün olabilir.
Sayfa 177Kitabı okudu
Reklam
Üçüncü Partilerin Hakkı Devamlı Olarak Çiğneniyor Üçüncü partiler diyorsam bundan maksadım, iktidar ve ana muhalefet partilerinin dışında kalan bütün partileri kastetmektir. Bu türlü partiler, ya radyo ve televizyonlardan mahrum bırakılarak ya basında gizlenerek, ketmedilerek ya da incir çekirdeğini doldurmayacak sebeblerte kapattırılarak ya da
Sayfa 114Kitabı okudu
(Üstad Necip Fazıl Kısakürek'in de adının geçtiği meşhur Malatya suikasti davasının sürecinden bahsediliyor.) Gizli İrtica Partisi'nin Anayasası Tahkikat Ankara Savcılığı'nda ve Sorgu Hakimliği'nde cereyan ederken, bir gün bir haber yayınlandı. Büyük manşetler atıldı. "İrtica Partisinîn Anayasası ele geçirildi." İşin bu safhasında tutuklu olan Osman Yüksel'in vekâletini almıştım. Ustaoğlu davasında size tanıttığım M. Emin Akyüz, arkadaşım da diğer Malatya sanıklarının vekâletlerini almıştı. Ben ilk tahkikatın gizli olmasına rağmen dayanamadım, Sorgu Hakimi Memduh Balamir'e, "Hakim Bey şu Anayasayı merak ediyorum sadece onu bana gösterir misiniz?" dedim. "Hayhay tabii" dedi. Dosyada zaten o belgeye toplu iğne ile kulak takmış, açtı okudum. Hepimiz ilk okulda okuduk, bize iyi yazı öğrenelim diye çift çizgili defterler aldırırlardı, hatta çift çizgilerin ortasında bir tek çizgi de olurdu. Anayasa işte böyle bir defter yaprağına yazılmış. Defter yaprağı yerinden yırtılırken, iyi yırtılmamış eğri gitmiş bir tarafı. Bir sayfadan ibaret. Ve sayfanın üstünde şu satırlar yazılı: -Bizler artık kumar oynamayacağız, -Kahveye gitmeyeceğiz, -Ana ve babalarımızın emirlerine uyacağız, -İslâmiyet'in de emirlerine riayet edeceğiz. Altında imzalar. İmzaları atanlar kim? Elazığlı 12, 14, 16 yaşların daki daha rüşte varmamış çocuklar... "Aman Hakim Bey bu nasıl Anayasa olur." "Tabii ki olur." dedi. İktidarıyla, muhalefetiyle, bir kısım basınıyla olur denilirse tabii ki olur. Akan sular durur.
Hocalarımız, bize hukuk fakültesinde, ahlak nizamı ile hukuk nizamının münasebetini anlatırken şu gerçeği vurgulamışlardı. Bir cemiyette ahlak nizamı tam ve kamil manada hakim ise hukuk nizamına görev kalmaz. Çünkü herkes kendiliğinden hakka riayet eder mahkemeler işsiz, hapishaneler boş kalabilir.
Süleyman Efendi Cemaatinin Lideri Kemal Kaçar ve Erbakan Hoca..!
Bir gün genel merkezimize Adalet Partisi Kütahya Milletvekili Kemal Kaçar Bey gelmişti Necmeddin Bey'le konuşuyordu: - Hocam artık su göründü, teyemmüm bozuldu. Bu partiyi kurmanız iyi oldu. Ben yakında AP'den ayrılıp sizin saflarınıza geçeceğim. Bütün arkadaşlarımızla sizi destekleyeceğim, ancak Demirel, bizim Kuran Kursları mezunlarının, resmi görevlere atanmasına imkan tanıyacak bir yasa değişikliği çıkartmayı vadetti. O yasa hele bir çıksın, gerisi kolay mealinde, sözler söylüyordu. Bilmiyorum böyle bir yasa çıktı mı çıkmadı mı, ama bizler kendisini hala beslemekteyiz. Ama gelmiyorlar. Bu sözler serzeniş değil samimi sözlerdir.
Sayfa 187 - MGVKitabı okudu
Reklam
77 öğeden 41 ile 50 arasındakiler gösteriliyor.