Pierre-Jean de BÉRANGER
TANRI BABA Tanrı Baba, bir sabah uyanınca, Biz insanları düşündü nasılsa, Gitti pencereye: "Kim bilir, dedi; Belki o gezegen yok oldu gitti. Ama baktı, uzakta, çok uzakta, Bir köşecikte fır dönüyor dünya.
Brooklyn Çılgınlıkları
Nasılsın? İyiyim, ya sen? Birçoğumuz gün içerisinde böylesine bir diyaloğa kaç kez şahit oluyoruz? Peki, hangimiz bu cevap yerine, o an hissettiklerimizi söyleyebiliyoruz? Çünkü, biliyoruz ki karşımızdaki insanın da duymak istediği cevap bu. Oturup saatlerce ne siz derdinizi anlatmak istersiniz, ne de karşınızdakinin sizi dinleyecek zamanı
Reklam
Karahindiba Edebiyat Dergisi
Celal Bey, okuyunuz. Bana sesinizi bağışlayan şiirleri. Geçen akşam sizi bir kitabın ortasında ağlarken yakaladım. “Bizi anlatmıyorlar.” Dediniz. Sakallarınıza dokunmak istedim, sizin sakalınızın her bir teli bile şiirdir, üzülmeyiniz demek istedim. Aramızdaki uçurumlardan korkup, “Başka bir kitap okuyunuz.” demekle yetindim, affediniz. Siz en
Bazen o sizin en çok değer verdiğiniz insan umursamazya sizi, başından savmaya çalışır… O insan farkında mıdır acaba sizi ne kadar kırdığını, üzdüğünü ? Hiç sanmıyorum. Çünkü; siz bir insana değer veriyorsanız eğer, hissettirirsiniz. Sözlerle ifade etmeseniz de gözlerle fark ettirirsiniz. Ama karşınızda ki bunu anlamak istemiyorsa, ne yaparsanız yapın, üzülen yine siz olursunuz. Üzüldüğünüzü, kırıldığınızı anlatmaya çalışırsınız ama umursamaz sizi. Anlatamazsınız derdinizi. Oysa sizin için ne kadar da önemlidir onunla konuşmak. Söylediği her şeyi aklınızın bir köşesine harfinden, noktalama işaretine kadar unutmamak üzere aklınıza kazımak. Her hareketinizi, davranışınızı seçerek uygularsınız. Çünkü: siz kırmaktan korkarsınız. Her ne kadar o sizi defalarca kırsa da , siz kalbinizi her seferinde yapıştırıp öyle çıkarsınız karşısına. Ama o kalbinizi yapıştırdığınız yerlerden değil de, hiç zarar görmemiş yerlerden yeniden yeniden kırar. Ve bir süre sonra kalbinizin kırık parçaları kaybolmaya başlar. Artık yapıştırsanız da bir işe yaramaz. Çünkü : kalp sürekli kırılmaktan, artık toz haline gelmiştir. En sonunda da o değer verdiğiniz, yere göğe sığdıramadığınız insan, toz halinde kalan kalbinize basit bir şekilde üfleyerek yok eder sizi. Artık bedenen burada olsanız da hisleriniz, duygularınız alınmıştır o çok değer verdiğiniz insan tarafından. Ama olsun dersiniz. En azından onun elinden oldu.
"Gel" dese hiç düşünmeden giderim dersiniz... ama gerçekler acıdır.. Ne o "Gel" diyebilir... nede siz gidebilirsiniz.....
Yahya Kemal
Oldukça şöhretli bir şair ve ressam Yahya Kemal'e sorar: "Ne dersiniz üstat?Resim mi yapayım,şiir mi yazayım? "Resim yap resim!" "Fakat siz benim tablolarımı görmediniz ki!" "Evet tablolarınızı görmedim ama yazdıklarınızı gördüm."
Reklam
1.000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.