Eserin 239. sayfasında İlber Ortaylı’ nın ‘’Ölçülü bir hayat yaşayın. Tüketmeyen, kirletmeyen bir hayat... Her esen rüzgarda savrulmayacağınız, düzenli bir hayat... Neyi öğreneceğinize, neyi yapacağınıza kendinizin karar verebileceği bir hayat.’’ dediği gibi, çok da geç kalmadan, planlı programlı, ne istediğini bilerek, merak eden, araştıran, soran insanlar olarak geçirilen bir ömrün boşa olmayacağını, bir şeyler yapmak isteyip, bir yerlerden bir destek bekleyenlerin, o aradığı gücü, desteği içinde bulabileceği bir eser.
Maddi ve manevi bazı olumsuz durumlar olmasına rağmen, umutla bakıyor herkese, her şeye. Karamsarlığa itmiyor bizi. Bir şişe su ile bile de gezebileceğimiz, bir şeyler öğrenebileceğimiz sokaklarımızın olabileceğini belirtiyor. Nice olumsuzluklar, yokluk içerisinde kurulan Cumhuriyetimiz ilk yıllarından verilen örnekler bunları destekliyor.
Eser, Mustafa Kemal Atatürk, Fatih Sultan Mehmet, Büyük İskender, Seneca, Dostoyevski, Tolstoy, Halide Edip gibi yazar, komutan, devlet adamlarının da bulunduğu ve bunların yaşantılarına da değinildiği söyleşi tadında.
Açıkçası eseri okuduktan sonra, plan konusunda daha özenli işler yapacağıma kendi kendime söz verdim. Boşa geçirilen her anın ziyan olduğunu düşünerek daha fazla uğraş ve çaba içerisinde kendime bir şeyler katabileceğimi anladım.
Son olarak İlber Hoca’ nın bir cümlesiyle bitiriyorum. ‘’Seneca yaşamın kısa olduğunu söylemez; olayların rüzgarına veya kötü alışkanlıklara kapılanların, yaşamaktan korkanların ve geçmişe takılanların onu kısalttığını söyler. İyi değerlendirirseniz yaşam uzundur.’