Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
For example, Saint-Simon was simultaneously the founder of French socialism and sociology.
Demekki sosyolog, toplumu disiplinli bir biçimde anlamaya çalışan kişidir. Bu disiplinin doğası bilimseldir. Bu, sosyoloğun incelediği toplumsal fenomenler hakkında buldukları ve söylediklerinin son derece kesin tanımlanmış bir referans çerçevesi içinde gerçekleştiği anlamına gelir. (Peter Berger: An Invitation to Sociology) iyi akşamlar.
Reklam
It is the business of sociology to investigate the connections between what society makes of us and what we make of ourselves and society. Our activities both structure -give shape to- the social world around us and, at the same time, are structured by that social world.
Unlike other early sociological thinkers, Weber argued that sociology should focus on social action, not social structures. He argued that human motivation and ideas were the forces behind change -ideas, values and beliefs had the power to bring about transformations. According to Weber, individuals have the ability to act freely and to shape the future. He did not see, as did Durkheim and Marx, that structures existed external to or independent of individuals. Rather, structures in society were formed by a complex interplay of actions. It was the job of sociology to understand the meanings behind those actions.
Sayfa 19 - 20Kitabı okudu
I am searching a pen friend to talk about philosophy and sociology. If you can speak/write English fluently please contact me.
Reklam
462 syf.
·
Puan vermedi
Kent Sosyolojisi için muhtesem bir kaynak. Kent kuramları tarihsel gelişim dönüşüm ve değişim. Kir kent ikili ve kuramsal arka planına ışık tutacak bir eser orta düzey okumalar icin.
Urban Sociology
Urban SociologyWilliam Flanagan · Rowman & Littlefield Publishers · 20101 okunma
Fransız Aydınlanma düşünürleri, ”aklın krallığını” tesis etmeyi arzuluyordu, fakat onların ”aydın radikalizmlerinin bilgiyi yayma değil, yasallaştırma, organize etme ve düzenleme dürtüsü olduğu" ortaya çıkacaktı.(1) Bu yüzden Aydınlanma, ”bilimin tek ortodoks mezhep, bilim adamlarının ise onun peygamberleri ve rahipleri olarak meşrulaştırılmasıyla yeni tanrısallığın yani doğanın tanrısallığının tahta çıkarılması” açısından son derece hayati önemdeydi.(2) Toplumun tanrılaştırılması, modernite teorisi olarak sosyolojinin ortaya çıkışıyla, özellikle de Durkheim’ın yazılarıyla tamamlandı. Bu tanrılaştırma, Fransız toplumsal ve siyasal yaşamının hızlı bir şekilde sekülerleşmesi bağlamında gerçekleşti. Bu süreç o denli kapsamlıydı ki, toplumun iradesi ”ahlaki buyruklar için yeterli oran” hâline geldi. Toplum, ahlakın yegane temeli, ölçüsü ve otoritesi oldu. Tanrı’ya olan ”özgürleştirici teslimiyet”in yerini, toplum hakimiyetine olan ”Özgürleştirici teslimiyet” aldı. Bu bağlamda Tanrı, Nietzsche'nin söylediği gibi ölmemiştir; sadece marjinalize edilmiş, yerini yeni bir otorite almıştır.(3) [1] Bauman, Legislators and Interpreters, s. 74. [2] Bauman, Modernity and the Holocaust, s. 68. (3) Bauman,Towards a Critical Sociology,s.7-17
210 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.