Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
sana gelsin bütün şarkılar, sona doğru yaklaşırken. . . Tahtında çürüyünceye kadar oturmak ister her kral, Kurallar soytarılara değildir ki Ve damarlarında akan kanda değildir Sİlah taşıyıcılarının,taşıtıcılarının; Mürekkebinden de utanmaz ki yazıcılar Mezar kazıcılar küreğinden, ''Adalet gözünü açtı mı dersin'' Dersin kendi kendine Ve bilbordlarda neden ucuz şeyler duruyor, Bu gidiş''nereye''diyesin gelir, Kimin umurundaki karıncalar - Diyesin- ''Aman ha''korkaklığına kalır, Yanına kar kalır yapanın yaptığı Ve yapacağı . . .
Hiçlik üzerine dalgalar// Cansu Dayan
Hiçlik diyalektiği üzerine en az Hegel kadar olgusal mekanizmaya dayandıracak binlerce argüman ortaya atabiliriz. Neden mi? Sorumuzu sona saklayalım. Hegel de sona saklamıştı, ömrünün sonuna yaklaşırken nedenini sormaya vakti yetmemisti.Çünkü kimsenin vakti yetmez bu soruyu sormaya, sorarsa an meselesi de heba olur .Varoluş bize bunu sunuyor, asıl sormamız gereken soruları sona saklamamız gerektiğini, yaşamın yalnızca an meselesi kuantumist bir açıdan yokluğa sürüklenmiş bir oluşun kuklaları olduğumuzu, yöneticilerin soytarı, zenginlerin barbar, halkın ise hebaya döndüğü bir zamanenin aktörleriyiz. Sürüklenerek gittiğimiz bir bataklıkta kimisi yöneticinin soytarılığına tutunarak; memur,politikcı kimisi zenginin barbaryetine tutunarak sahtekâr olur. Bataklık öylece sürüklenir gider. Geriye kalanlar halk için mücadele verdim der. Ve sonunda lağam çukuruna düşer. Soytarılar işe koyulur; politikacılar lağam çukuruna sıçar, memurlar da olabildiğince sıvazlar. Halkına seslenişler yaparlar, kahramanını kendi içinden seçerler, memurlar ise bunu bataklıktaki halka anlatır. Zenginler bataklığı derinleştirir, halk yalnızca kendisinden yukarı bakar etrafını göremez kör olmuşlardır. Etrafına bakabilen insanı lağam çukuruna atmışlardır. Ve bu böylece devam eder tarih tekerrüre uğrar. Devam eder çağdan çağa tüm yönetim, zengin, halkın ortak bir noktası doğar; ölüm ve hiçlik. Ve sonunda herkes eşitlenir.
Reklam
Minimini Bir Noktaya Sığanlar
Ve Yaradan "başlasın" dedi, Böyle yazıldı mukaddime. "Vadesi dolunca bitsin" dedi, Dolacak vade, sona erecek hikâye. *** Uçsuz bucaksız evrende, Bir noktayız kainatın içinde. İçi bilye, dışı top bir âlemde,
Bir sıcak gülüş, bir sıcak merhaba istemiştim. Çok birşey mi? Ama bunu bile çok gördün hayat. Sona doğru yaklaşırken küçücük isteklerimizi bile yanıtsız bıraktın. Alacağın olsun.
insan sona yaklaşırken her şey gözünden düşmeye, ama bazı şeyler gözünde tütmeye başlıyor; başa, başladığı yere dönmek istiyor
kömürcü
bilenler bilir, ilkokulda hocalar teker teker ayağa kaldırıp öğrencinin kendini tanıtmasını isterler. bir gün yine böyle bir soru silsilesiyle karşı karşıyayken hoca sordu: "baban ne iş yapıyor?" eğdim biraz boynumu, düşündüm bir süre. babam kömürcüydü benim. eve kir, pas içinde gelirdi. gelirken de çikolata falan alırdı yemem için ama
Reklam
"İnsan sona yaklaşırken her şey gözünden düşmeye, ama bazı şeyler gözünde tütmeye başlıyor; başa, başladığı yere dönmek istiyor"
Gün bi gün giderken ömrümden Son/bahar yaprakları Düş/tü D/üşüme.. Ve vakitsiz sona yaklaşırken Ömrümün içi geçmiş Haber/sizçe Şerife Ünal..
86 öğeden 51 ile 60 arasındakiler gösteriliyor.