Kimse doğum felaketinden kurtulamaz, hepimiz büyük bir yara alırız. Böylelikle bir gün iyileşme ümidiyle hayatı kabul eder, sıkıntılara katlanırız. Yıllar geçip gider, yaranın izi hâlâ yerinde kalır.
"Oldum olası bana bir şeyler söylüyorsunuz ve ben de dinlemek zorunda kalıyorum. Dinlemekten ve konuşmaktan nefret ediyorum. Sessiz insanların iyi dinleyiciler olduğunu sanıyorsunuz ama ben insanlar beni rahat bıraksın diye susuyorum."
Juste la fin du monde (Xavier Dolan, 2016)
Hayatın anlamı yok, sadece ölmek için yaşıyoruz. Ama istediğimiz zaman kendimizi öldürebileceğimizi bilmek çok önemli. Bu bizi sakinleştirir, tatmin eder. Sorun çözülür ve komedi devam eder.