Ölüm kokan bu havayı teneffüs edin, ufuklar kapkara, sinesine acı sinmiş. Yüreğiniz varsa hisedin
Perperişanlık bir pazar kurulmuş, mazlumun canına, izler durur bedbahtlar merhametsizce.
Duyguları mısralara sığmayan yüreği çoşkun şairler bile susmuş, sakat yürekleri ferasetsizlikle mühürlenmiş.
Kırılsın o vakit bütün kalemler, silinsin mazluma yer verilmeyen dizeler.
Herkes sussun tek kelime konuşmasın ve kapatın gözlerinizi, hayal edin mazlumun şikayetçi olacağı vakti. Zalime benzeyen herkesin nasıl rezil edileceğini.
Öyle diyor Celil ve Kahhar olan Allah
“Zulümden sakınıp kaçınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde zâlime zifiri karanlık olacaktır.
Hadi şimdi yüreğiniz varsa meydan okuyun bu tehdide, hadi o çok övündüğünüz gücünüz, soyunuz, malınız mülkünüz gelsin de kurtarsın sizi bu rezillikten.
Sen ağzı süt kokan, dünyanın gözü önünde acımasızca katledilen yavrucuk; yüreğin mahzun olmasın dinle bak ne diyor, Müntekim ve Hasib olan Allah
“Sakın zâlimlerin yaptığından Allah’ı gafil sanma! O, sadece onları, gözlerin dehşetten donup kalacağı, bir noktaya dikilip bakacağı bir güne erteliyor.
Eyyy yedi milyar insanlık duyun bu tehtidi ve korkun o günün çetinliğinden mazlumun incinen tek bir telinin hesabının sorulmasından. Korkun ve bekleyin. O güne sadece bir ölüm mesafesi var.
Şimdi gökler o anı beklemekte ve biz müminler semaya elimizi açıyor gücümüz nisbetince. Ya rab, elimizden gelse canımızı verirdik ama bu gün en cesurumuzun bile elinin kolunun bağlanacağı bir zamanmış çünkü çark münafıkların çarkıymış. Af et bizleri.