Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Kadınlar, adamlar, yağmurlar, şarkılar, sokaklar ve sözcükler ömür boyunca değişip dursa da yazılıp çizilen hep aynı, tek bir hikaye sadece sanki her defasında: Sevginin pesinden koşulan ölümden kaçınılan. An gelir incecik bir rüzgar çıkagelir, hiç beklenmedik. Peşine katıp götürür yaşanılmış her şeyi. Ne öfke kalır, ne kırgınlık ne de sevgi. Her şey biter. Anılardan arta kalan koca bir gri toz bulutundan başka.
Kimse anlayamaz. Ne güzel bir yolculuktu oysa, sanki hiç bitmeyecek. Sevgi ve nefret bir köşede sarmaş dolaş hep, ayrılmaz. Kapkara gözlü, ihtiyar zaman habire kovalayıp durur, kıskanır güzel gençliği. Yaşamak, dizleri mosmor yaralı ama hep dimdik ayakta. Çocukluk yapayalnız terk edilir yağmurların yağdığı bir sokağın tam ortasında. Kader ise uzaktan izler hepsini alayla, bazen güler nadir de olsa. Kadınlar, adamlar, yağmurlar, şarkılar, sokaklar ve sözcükler ömür boyunca değişip dursa da yazılıp çizilen hep aynı, tek bir hikaye sadece sanki her defasında: Sevginin peşinden koşulan, ölümden kaçınılan. An gelir incecik bir rüzgar çıkagelir, hiç beklenmedik. Peşine katıp götürür yaşanılmış her şeyi. Ne öfke kalır, ne kırgınlık ne de sevgi. Her şey biter. Anılardan arta kalan koca bir gri toz bulutundan başka.
Reklam
Kadınlar, adamlar, yağmurlar, şarkılar, sokaklar ve sözcükler ömür boyunca değişip dursa da yazılıp çizilen hep aynı, tek bir hikâye sadece sanki her defasında: Sevginin peşinden koşulan, ölümden kaçınılan. An gelir incecik bir rüzgâr çıkagelir, hiç beklenmedik. Peşine katıp götürür yaşanılmış her şeyi. Ne öfke kalır, ne kırgınlık ne de sevgi. Her şey biter. Anılardan arta kalan koca bir gri toz bulutundan başka.
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~ Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!.. 1 Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir... Kitab-ı Aşk, İskender Pala
Dilerim Mexico City'de kedi bıyığına yazılmış öykü kitapları satan bir kitapçı vardır, orada Octavio Paz yalnızlık dolambacından devrimler çıkarır; bir şenliktir, bir fiestadır gider, kapanmayan yara kalmaz, nergisler solmaz ve ben seni öperim.
“Yaklaş bana kalbimi duyacaksın / mutlu atan büyülü bir saat gibi..."
Reklam
Sanırım bu bir gece hesaplaşması ;
“Geceyi, bir gündüz enkazına çevirmek için elinden geleni yapmıştır arzunun yurtsuzu. Korkularıyla yüzleşmiş, her şeyi itiraf etmiştir. Ama sabahın ilk ışıklarıyla temizlik başlar. Çöpler toplanır, ortalık steril hale getirilir. Bulanık algımızın tetiğini çekecek kodlar silinir ortalıktan. Halbuki gecenin armağanı olan lekeler bir yoğunluğun ifadesiydi. Bizi kurtaracak olan tanımsız yoğunluğun. Bunu hepimiz çok iyi biliyorduk!”
Sayfa 121 - Taner Gülen
Arzunun Yurtsuzu
Deleuze’un dediği gibi algılanmamış olmanın kendisinde, ne olduğu bilinmeyen tüyler ürpertici bir şey vardır: “Algılanamayan kişilerle, algılanamaz ilişkiler kurmak isterdim.”
Sayfa 119 - Taner Gülen
Arzunun Yurtsuzu
“Şüphesiz kişiye bir yetkinlik bahşetmiştir iktidar: Sabuklamanın sürekliliği... Kelimeleri şuursuzca ortaya dökmek, dilin kaynağını tüketmek, saçma buluşların yayılımını sağlamak, durmadan konuşmak ve sonuçta hiçbir şey söylememek.”
Sayfa 119 - Taner Gülen
Montaigne şöyle söylüyordu: “Bütün yazılarımın konusu benim, çünkü ben insanlığın bir parçasıyım.”
Sayfa 116 - Mehmet Serdar
Reklam
Şekilden Kentler ve Zambaklar
gitgide hüznün de plastik bir sevinç gibi ölçüldüğü tezgâhlarda yerini çok bilmiş kediler ve o suyunu hep bir eksik karan deniz bileyiciler en cılız damarını bulup bileklerimizin ateşe verdiler bir akşam bu şekilsiz kentleri ve haritalarını zambakların
Sayfa 113 - Emin Kaya
(..) “insanın özgürlük arayışı da hiç bitmez, tükenmez çünkü yine Bunuel’in deyişiyle belki de özgürlüğümüz dünyayı bir sis bulutu gibi kaplayan bir hayalden başka bir şey değildir, yakalamak istedikçe elimizden kaçar, bize kalan ellerimizdeki nemli izden başka bir şey değildir.”
Sayfa 106 - Hakan Savaş
“Şiire , aşka ve ölüme inanıyorum.”
Sayfa 106 - Yannis Ritsos
“Başka bir deyişle, insan, birey özgür olmadan, dahası birey, toplumla birlikte özgürleşmeden dilin özgürleşmesi hem olanaklı değildir hem de anlamsızdır.”
Sayfa 105 - Hakan Savaş
“Gerçeküstücülük, belki de en yalın tanımıyla, kural tanımayan bir özgürlük arayışı, bir başkaldırıdır. Birey üzerindeki toplumsal denetime, baskıya, otoriteye bilinçaltının, düşlerin diliyle bir başkaldırı...”
Sayfa 104 - Hakan Savaş
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.