Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
~~~~~~~~~~KİTÂB-I AŞK~~~~~~~~~~ Türk ve Dünyâ Edebiyatı’ndan aşka, sevdâya, muhabbete dâir alıntılar... Katkıda bulunmak arzu eden sevgili okurlar davetlidir; lütfen buyrunuz!.. 1 Sevgiliye sadakatin özü ve özeti, aşkını sır gibi saklamak, iyilik gördüğünde de, kötülük gördüğünde de bu tavrı değiştirmemektir... Kitab-ı Aşk, İskender Pala
Dilerim Mexico City'de kedi bıyığına yazılmış öykü kitapları satan bir kitapçı vardır, orada Octavio Paz yalnızlık dolambacından devrimler çıkarır; bir şenliktir, bir fiestadır gider, kapanmayan yara kalmaz, nergisler solmaz ve ben seni öperim.
Reklam
“Yaklaş bana kalbimi duyacaksın / mutlu atan büyülü bir saat gibi..."
“Şiire , aşka ve ölüme inanıyorum.”
Sayfa 106 - Yannis Ritsos
Kimse anlayamaz. Ne güzel bir yolculuktu oysa, sanki hiç bitmeyecek. Sevgi ve nefret bir köşede sarmaş dolaş hep, ayrılmaz. Kapkara gözlü, ihtiyar zaman habire kovalayıp durur, kıskanır güzel gençliği. Yaşamak, dizleri mosmor yaralı ama hep dimdik ayakta. Çocukluk yapayalnız terk edilir yağmurların yağdığı bir sokağın tam ortasında. Kader ise uzaktan izler hepsini alayla, bazen güler nadir de olsa. Kadınlar, adamlar, yağmurlar, şarkılar, sokaklar ve sözcükler ömür boyunca değişip dursa da yazılıp çizilen hep aynı, tek bir hikaye sadece sanki her defasında: Sevginin peşinden koşulan, ölümden kaçınılan. An gelir incecik bir rüzgar çıkagelir, hiç beklenmedik. Peşine katıp götürür yaşanılmış her şeyi. Ne öfke kalır, ne kırgınlık ne de sevgi. Her şey biter. Anılardan arta kalan koca bir gri toz bulutundan başka.
Kadınlar, adamlar, yağmurlar, şarkılar, sokaklar ve sözcükler ömür boyunca değişip dursa da yazılıp çizilen hep aynı, tek bir hikâye sadece sanki her defasında: Sevginin peşinden koşulan, ölümden kaçınılan. An gelir incecik bir rüzgâr çıkagelir, hiç beklenmedik. Peşine katıp götürür yaşanılmış her şeyi. Ne öfke kalır, ne kırgınlık ne de sevgi. Her şey biter. Anılardan arta kalan koca bir gri toz bulutundan başka.
Reklam
Montaigne şöyle söylüyordu: “Bütün yazılarımın konusu benim, çünkü ben insanlığın bir parçasıyım.”
Sayfa 116 - Mehmet Serdar
Federico Garcia Lorca demiş ki;
“Bu dünyada her daim hiçbir şeyi olmayanların yanında olacağım; kendilerinden o hiçbir şeye sahip olmamanın huzuru bile esirgenen insanların yanında...”
Sayfa 95 - Hakan Savaş
Arzunun Yurtsuzu
“Şüphesiz kişiye bir yetkinlik bahşetmiştir iktidar: Sabuklamanın sürekliliği... Kelimeleri şuursuzca ortaya dökmek, dilin kaynağını tüketmek, saçma buluşların yayılımını sağlamak, durmadan konuşmak ve sonuçta hiçbir şey söylememek.”
Sayfa 119 - Taner Gülen
(..) “insanın özgürlük arayışı da hiç bitmez, tükenmez çünkü yine Bunuel’in deyişiyle belki de özgürlüğümüz dünyayı bir sis bulutu gibi kaplayan bir hayalden başka bir şey değildir, yakalamak istedikçe elimizden kaçar, bize kalan ellerimizdeki nemli izden başka bir şey değildir.”
Sayfa 106 - Hakan Savaş
Reklam
“Başka bir deyişle, insan, birey özgür olmadan, dahası birey, toplumla birlikte özgürleşmeden dilin özgürleşmesi hem olanaklı değildir hem de anlamsızdır.”
Sayfa 105 - Hakan Savaş
“Gerçeküstücülük, belki de en yalın tanımıyla, kural tanımayan bir özgürlük arayışı, bir başkaldırıdır. Birey üzerindeki toplumsal denetime, baskıya, otoriteye bilinçaltının, düşlerin diliyle bir başkaldırı...”
Sayfa 104 - Hakan Savaş
Ne güzel bir tanımlama bu;
Lorca’nın tiyatro oyunlarından geriye kalan şiiridir, çünkü o öncelikle bir şairdir ve tiyatroyu “kitap sayfalarından kalkarak insan şekline giren bir şiir” olarak tanımlayan da kendisidir.
Sayfa 97 - Hakan Savaş
Rupture * (Kopma)
“Nâzım, hapishanede on üç yıl hücrelerde yalnızlığı yaşamış ama yalnızlık duygusunu daima reddetmiştir. Başka hapishanelerde tutuklu bir arkadaşına, Kemal Tahir’e her hafta mektup yazıyor, ona iş ve düşünce önerilerinin yanı sıra kitap, para ve elbise gönderiyordu. Mektupları ufacık harflerle ve birbirine sıkışık biçimde yazılmıştı çünkü bir hapishaneden ötekine çok fazla ağırlığı olan mektuplar gönderecek parası yoktu.”
Sayfa 28 - Claude Roy
Arzunun Yurtsuzu
Deleuze’un dediği gibi algılanmamış olmanın kendisinde, ne olduğu bilinmeyen tüyler ürpertici bir şey vardır: “Algılanamayan kişilerle, algılanamaz ilişkiler kurmak isterdim.”
Sayfa 119 - Taner Gülen
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.