Buraya Işıkla Gel~Baba
Dünyanın etrafında başı eğik dolanırken, ne gördüyse yerden kaldıramadı başını. Nereye saklayacağını bilemedi ellerini. Hiçbir sözlük yazmaz. Eli boş çaldıysa kapısını evinin bir akşam baba, dışı kış içi cehennem.
Buraya Işıkla Gel~Baba
Bu kez Lokman Hekim konuşmaktadır oğluyla: "Oğlum! Dünya dipsiz bir deryadır. Bu deryada senin gemin dingin bir kalple Allah’a iman olsun. Geminin donanımı takva ve ibadet, yelkeni tevekkül olsun!" Bu kelimeleri de duydular ya! Ne yapsın babalar? Hangi babaya bağlasınlar gemilerini! Babalar ne yapsın? Evlerine koşsunlar!
Reklam
Buraya Işıkla Gel~Baba
Gün bir babanın evinden çıkmasıyla evine dönmesi arasında geçen zamandır. Ve bir gün eve dönmez baba. Gün dönmez.
Buraya Işıkla Gel~Baba
Baba eve erken geldi, uzadı gün. Oğul, üzengiye basıp indi attan. "Baba adam" , " Baba evi"nde, "Babadan kalma" minderde, "babaca" su istedi çocuğundan. Çocuk bir bardak suyla koştu yanına. Bir bardak, su ve çocuk... Çocuk bir bardak su. Baba çağıldıyor. Çocuk şelaleye uzatıyor bardağı. Şelale Bostan'a akıyor. Bostan'da bir ihtiyar gözleri dolu. Çocuğunu kaybetmiş. Ya da başka bir yurda gitmiş izinsiz ondan. Mezarından bir taş koparıyor acıyla. İçi görünüyor kabrin. O dar ve karanlık yere bakınca sarsılıyor baba, yerle bir oluyor her şey. Uçuşuyor dünyada ne varsa. Eğimini kaybediyor dünya. Dört mevsim bir mevsime sığınıyor. Karanlık bir mağaraya. Ta ki rüzgar dinip akıl dönüyor evine ve tanıdık bir ses duyuluyor çukurdan: " Baba! Bu karanlık yerden ürküyorsan, buraya ışıkla gel!"
269 syf.
·
Puan vermedi
·
6 günde okudu
Suskunlar adını musiki makamlarından alan üç bölümden oluşan, Osmanlı’nın hüküm sürdüğü zamanlarda geçen biraz neşeli, bazen heyecanlı, oldukça fantastik ve felsefik bir roman. Musikiye duyulan aşk, romanda iyilikle kötülük arasında bir kavga aslında. Hikayeler mizah yüklü ve şaşırtıcı bir hayal gücüyle yansıtılmış metafizik ve mistik öğelerle yoğrulmuş bir şekilde karışımıza çıkıyor. Okurken kendinizi kaybettiğiniz ancak ara sıra ( bende çoğunlukla) sözlük açıp kelimelerin anlamlarına baktığınız ve sonunda kendinizi tekrar hikayenin akışına kaptırdığınız oldukça etkileyici bir anlatıma sahip. Dervişler, Mevlevihane’ler, neyler, saz meclisleri, ürkütücü zindanlar, köle pazarları, çetelerin barındığı hanlar ve daha niceleri romanın nasıl zengin bir anlatıma sahip olduğunun minik bir kanıtı. Oldukça çok kişi, mekan ve yan hikayeye sahip bu romanı özetlemeye çalışmam boş bir çaba olacaktır iyisi mi siz vakit kaybetmeden bu güzelliği alın ve okuyun. Şimdiden keyifli okumalar dilerim.
Suskunlar
Suskunlarİhsan Oktay Anar · İletişim Yayınevi · 20219,5bin okunma
"Küçük Prens atkısını savurdu. Kalın sarı bir çizgi dalgalanarak katıldı siyaha. Siyah önce kucakladı sarıyı sonra bıraktı boşluğa. Bir kuyruklu yıldıza dönüştü atkı. Bir üzüm salkımı gibi sarktı dünyaya."
Şule YayıneviKitabı okudu
Reklam
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.