Var olmak gerçek mânasıyla var olmak, hareketleriyle ve düşüncesini Sonsuzluğa istinat ettirmek demektir ve böylelikle kendi varlığını sonsuzlukta aramak demektir.
Evine dönen tutuklu için, yaşanan onca şeyden çıkarılan onurlu deneyim, çekilen onca acıdan sonra tanrı'dan başka hiçbir şeyden korkması gerekmediği yolundaki harika duyguydu.
Kamptayken, tek başına anılarıyla cesaret bulduğu insanı arayan ve artık varolmadığını gören kişinin vay haline! Rüyalarındaki gün sonunda geldiğinde, özlediği onca şeyden hepten farklı bir şey bulan kişinin vay haline! Belki de bir otobüse atlamış, yıllarca hayalinde gördüğü, sadece hayalinde yaşadığı evine gitmiş, tıpkı rüyasında binlerce kez yapmayı özlediği gibi zili çalmış ve bulabildiği tek şey, kapıyı açması gereken insanın orda olmadığı ve bir daha da olmayacağı gerçeği olmuştur.
"Özgürlük." Bu sözcüğü kendi kendimize tekrarladık ama anlamanı kavrayamıyorduk. Bu sözcüğü yıllar boyunca o kadar çok kullanmış, buna ilişkin öyle çok hayâl kurmuştuk ki, anlamını yitirmişti. Gerçekliği bilincimize işlemiyordu. Özgür olduğumuz gerçeğini kavrayamıyorduk.
Bu çağda ve bu yerde yeni bir yaşama biçiminin, yeni bir kavrayış tarzının başlatıcısı olma imkanı müslümanlardadır. Bize imkân olarak verilmiş olan Allah'ın kitabı ve peygamber'in sünnetidir.
Sanki bütün şehir, bakallar, kasaplar, mektep çoçukları işçiler, muallimler, akasyalar güvercinler, saatler ve heykeller bir yeni zaman yaratmak için filozoflaşıyorlar, âlimleşiyorlar.