Şehvet saflığı doğurur, suç büyüklüğü, haz acıyı ve acı tekrar hazzı. Karşıtlıklar birbirine ebediyen temas eder: Cennet ile cehennem arasına, Tanrı ile şeytan arasına gerer dünyasını.
Kitabın biyografi olduğu düşünülmemeli, daha çok üç büyük yazarın çevreleri ve yaşantılarıyla, yaratmış oldukları kahramanlarının ve yazarların kendilerinin kişilik çözümlemelerinin edebi bir dille yazılmasıdır.
Üç Büyük UstaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,1bin okunma
Kitap bu üç yazarın yaşamını şu oldu bu oldu diye tarihi bir kurgu içerisinde anlatmaktan ziyade yazarların yazılarının psikolojik analizleri üzerinden ilerlemektedir. Bu da kitabı bildiğimiz biyografi kitaplarından çok farklı bir noktaya taşımakta.
Üç Büyük UstaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,1bin okunma
(yorumlarım sadece kitabın %65'ini oluşturan Dostoyevski kısmı içindir, diğer kısımları ileride okuyacağım)
Dostoyevski'nin yaşama bakışı ve romancılığı kitapta etraflı bir şekilde toplam 10 bölümde ele alınmış. Özellikle beğenerek okuduğum bölümler şunlar oldu:
- Roman karakterlerinin tahlil edildiği "Dostoyevski'nin İnsanları" bölümü,
- Dostoyevski romanlarındaki mimari yapının yani kurgunun masaya yatırıldığı "Mimari ve Tutku" bölümü.
Dostoyevski'nin o tutkudan beslenen, yaşamda karşımıza çıkan acıyla barışık olan, hadiseleri kavramak için karşıtlıklardan faydalanan yanları nefis anlatılmış.
Stefan Zweig'in Dostoyevski tahlillerini okumak mı, yoksa doğrudan Dostoyevski'nin romanlarını okumak mı bana daha keyifli geldi, itiraf etmeliyim ki emin değilim.
Kitabı okumayı düşünenlere bir tavsiyem şu olabilir: Bu kitabı Dostoyevski'nin romanlarını okuduktan sonra okumak daha uygun olur, çünkü Zweig çoğu tahlilini Dostoyevski'nin roman kahramanlarının düşünce ve davranışlarıyla, romanlarında geçen sahnelerle örneklendirerek yapıyor. Kitaptaki çoğu argümanı kavramamda, öncesinde Dostoyevski'nin çoğu romanını okumuş olmamın büyük katkısı olduğunu söyleyebilrim.
Uzun sözün kısası, Dostoyevski ve Zweig, nefis bir karışım olmuş.
Üç Büyük UstaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,1bin okunma
Avusturyalı yazar, oyun yazarı, gazeteci ve biyografi yazarı olan Stefan Zweig, 1920 ve 1930’lu yılların en ünlü yazarlarından biridir. Viyana’da doğmuştur, babası varlıklı bir sanayicidir. Viyana Üniversitesi’nde filozofi eğitimi görmüştür. I. Dünya Savaşı'nda (1914-1917) gönüllü olarak Viyana’da savaş karargâhında "Savaş Arşivi"nde
Stefan Zweig, bu kitabında üç usta yazarın; öncelikle kendi toplumlarında sonrasında dünya edebiyat çevrelerinde nasıl tanınır hale geldiğini, eserlerinde öncelikli olarak ele aldıkları sosyolojik-psikolojik kuramı, etkilendikleri ve savunucusu oldukları önceki düşünür ve yazarları yine etkili anlatımıyla okurlarına ulaştırıyor. Kitapta, tahmin
MODERN KLASİKLER DİZİSİ
Hayatımda yapmak istediklerimden birisi seriyi tamamlamak ama 86. kitaba ulaştı.Benim gibi tamamlamak isteyenler için alın size liste.Liste alıntı değildir kendi emeğimdir. :)
NO KİTAP YAZAR
1 SİNEKLERİN TANRISI WİLLİAM GOLDİNG
2 BİLİNMEYEN ADANIN ÖYKÜSÜ JOSE SARAMAGO
3 OTAMATİK PORTAKAL ANTHONY
zweig, yoksulluk, hor görülme, kürek mahkumluğu, sürgün, sar'a mahkumluğu, sürgün, sar'a hastalığı gibi dertlerin acısını çeken dostoyevski'yi; açlığın, parasızlığın, borçluluğun, yükselme tutkusunun, para hırsının pençesinde kıvranan balzac'ın sıkıntılarını; çocukken çekmiş olduğu acıları, her yazara nasip olmayan bir mükemmellikte yansıtan dickens'i anlatıyor.
Üç Büyük UstaStefan Zweig · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20215,1bin okunma
Dünya artık silahlarla fethedilemezdi. Bazıları için örnek olan Napolyon çoğunluk için bir korkuluktu. Böylece geriye bir tek sanat kalıyordu. Balzac yazmaya başladı.
Neredeyse bilinçli olarak yaşamın kenarında yaşıyordu, sanki bu iki dünyanın, kendisininkiyle diğerlerininkinin arasında olabilecek bir temasın her zaman acılı olacağından korkuyordu.
Onun gençken çatı katında kuru ekmekten ibaret ekmeğini yerken, sadece iradi telkin yoluyla en pahalı yemeklerin tadını hissetmek için masanın üzerine tebeşirle tabaklar çizdiği, orta yerine en sevdiği yemeklerin adını yazdığı söylenir.