Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
"Eğer çözümün bir parçası değilsen, o halde sorunun bir parçasısın." Cleaver.
Ölmek de acı ama belki daha büyüğü yok olmak.
Reklam
Maddi yoksulluk yeterince kötüdür, ama bir de ruhsal yoksullukla birleşirse, öldürür.
Biz şüpheci bir ırk değiliz. İyiliğin insana içkin olduğuna inanıyoruz. İnsanı insan olduğu için seviyoruz.
Bu benim entegrasyona karşı olduğum anlamına mı ge­lir? Eğer entegrasyondan anladığınız şey, siyahların beyaz toplumuna girişi, çoktan yerleşmiş bir normlar kümesine ya da beyazlar tarafından kurulup sürdür ülen davranış kalıplarına siyahların asimile yahut kabul edilmesiyse , EVET, ben buna karşıyım.
bugün sahip olduğumuz siyah insan tipi, insanlığını kaybetmiş haldedir. Zorlama bir kabuğa tıkıldığı için beyaz iktidar yapısına korkuyla bakıyor ve bunu, "kaçınılmaz konum" olarak görüp kabulleniyor. Aslında aşağılandıkça derinlerde bir yerde öfkesi büyüyor ama öfkesini yanlış tarafa yöneltiyor, varoşlardaki siyahlara ya da siyah halkın malına mülküne. Artık ne liderliğe güveniyor -1963'teki kitlesel tutuklamalar liderliğin beceriksizliğiyle ilgiliydi- ne de güvenecek birini bulabiliyor. Tuvalette onu kimse görmezken suratını asıp beyaz toplumu sessizce suçluyor, ama efendisinin sabırsız çağrısına koşup dışarı çıktığında koyun gibi itaat ederken birden canlanıveriyor. Eve doğru giden otobüs ya da trenlerde beyaz adamı suçlayan dobra şarkılara toplu bir şekilde katılıyor ama polisin ya da işvereninin yanında ilk işi hükümeti övmek oluyor. Beyaz toplumun konforunu arzuluyor ve kendini böyle bir lüksü temin edecek kadar "eğitimli" olmamakla suçluyor. Beyazların bilim alanındaki meşhur başarıları -ki bunları yarım yamalak anlıyor- direnişin beyhudeliğine kanaat getirmesine ve değişimin bir gün gerçekleşeceğine dair bütün umutları bir kenara bırakmasına hizmet ediyor. Neticede siyah adam, bir kabuk, bir insan silueti haline geldi; bozguna uğramış, kendi sefaletinde boğulan biri; bir köle, zulmün boyunduruğunu koyunsu bir ürkeklikle taşıyan bir öküz.
Reklam
Maddi yoksulluk kötüdür, ama bir de ruhsal yoksullukla birleşirse, öldürür.
Sayfa 38 - DipnotKitabı okudu
Yoksulluk yabancı bir mefhumdu. Böyle bir şey bir bütün olarak topluluğun başına ancak belli bir mevsimde ve elverişsiz bir iklimde gelebilirdi. Birinin, [yaşam] mücadelesi veriyorken komşularından yardım istemesi hiçbir zaman abes karşılanmazdı. Hemen hemen her durumda, hatta savaş hâlinde bile, bireyler, kabileler yahut şefler arasında bir yardımlaşma vardı.
Hareketin 4. Kuralı. Oyun oynamıyoruz.
Yola devam etmek için kendi programımıza çekmemiz gerekenler, tabakalar ( Beyazlar ,melezler, Hintliler, siyahlar) arasında grupların eşit dağıldığını görmeye heveslenenler değil, yalnızca adanmış insanlar olmalıdır. Bu heves, liberaller arasında yaygın bir oyundur. Bizim bütün eylemimizi yönetmesi gereken tek kıstas, adanmışlıktır.
İnsanları sürekli olarak suçu kendilerinde bulmaya itiyorlar ve böylece onları dahil oldukları mücadelenin özünden uzaklaştırıyorlar.
218 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.