Kimsenin kimseyi anlamadığı bir dünyada söz boşluğu dövmekten başka
ne işe yarıyor ki? der Şükrü Erbaş ve devam eder bir başka satırlarında;
Ne, biliyor musun gönül yorgunluğu? Kendinden soğuyorsun. Sözünden soğuyorsun. Geçmişinden soğuyorsun. İnandıklarından soğuyorsun. Baktığın yüzlerden soğuyorsun. İçine bile bakmıyorsun artık. Dünya, inandığın o yitik cennet değil...