" bütün bunlar bir tarafa, önemli bir şey var ki ne kadar eskide kalmış olursa olsun birçok şeyi unutmuyorum. bana acı veren şeyler de olsa unutmuyorum. "
Görüyorum ki, başka yollardan gittiğimiz halde ikimiz de aynı neticeye varmışız: ikimiz de birer insan arıyoruz, kendi insanımızı. Eğer birbirimizde bunu bulursak harikulade bir şey olur.
Yalnızlık alıp karşına kendini,
Öteki kendinlerle konuşmaktır.
Bakışmaktır, öteki kendinlerle;
Dövüşmektir.
Kimi zaman da, öldürmektir
İçlerinden sana en çok benzeyeni,
Benzemiyor diye.
Yalnızlık, öldürmektir.
"Daha çok anlat” dedim.
“Hoşuna gidiyor mu?”
“Çok. Elimden gelse seninle sekiz yüz elli iki bin kilometre hiç durmadan konuşurdum.”
“Bu kadar yola nasıl benzin yetiştiririz?”
“Gider gibi yaparız."
"etrafınıza şöyle bir göz gezdiriniz! Gerçek hayat denilen şeyin ne olduğunu, nerede olduğunu bilmiyoruz bile! Kitaplarımızı, hayallerimizi elimizden alsalar, öylece ortada kalakalacağız."
İki kalp arasında en kısa yol:
Birbirine uzanmış ve zaman zaman
Ancak parmak uçlarıyla değebilen
İki kol.
Merdivenlerin oraya koşuyorum,
Beklemek gövde gösterisi zamanın;
Çok erken gelmişim seni bulamıyorum,
Bir şeyin provası yapılıyor sanki.
Kuşlar toplanmışlar göçüyorlar
Keşke yalnız bunun için sevseydim seni.