Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol

Şule

Şule
@sulezka
9 okur puanı
Temmuz 2019 tarihinde katıldı
Reklam
bu hüznü senin için biriktiriyorum sana gelicem beklemelerin bu acılı durağından bu giz bu karanlık biticek güneşin çıkmasını bekliyorum
Sayfa 15
İster başka insanlar, ister mekanlar söz konusu olsun; sıkıcı rutinlerden kurtulma isteği ve cesaretini, karşılaşmalar ilham eder. İki insanın bir araya gelmesinin hiçbir sonuç doğurmadığı her karşılaşmada, ziyan olmuş fırsat yatar. Çoğu karşılaşmada, temkinli davranma ve gururunu koruma dürtüsü, düşüncelerin içtenlikle dile getirilmesine hala izin vermiyor. Dünyanın gürültüsü sessizliklerden kurulu.

Okur Takip Önerileri

Tümünü Gör
Dekorların yıkıldığı olur. Yataktan kalkma, tramvay, dört saat çalışma, yemek, uyku ve aynı uyum içinde salı, çarşamba, perşembe, cuma, cumartesi, çoğu kez kolaylıkla izlenir bu yol. Yalnız bir gün "Neden?" yükselir ve her şey bu şaşkınlık kokan bıkkınlık içinde başlar. Bıkkınlık, makinemsi bir yaşamın edimlerinin sonundadır ama aynı zamanda bilincin devinimini başlatır.
Aradaki uçurum bir daha asla eskisi gibi olmadı. Lisans derecesinin, hatta bir düzine lisansın açabileceğinden çok daha büyük bir mesafeyi kapatmıştı. Evet, Ruth'un masumiyetine, daha önce Martin'in aklına bile getiremeyeceği ölçüdeki saflığına halel gelmemişti ama öte yandan vişneler onun da dudaklarını boyuyordu.
Reklam
Paneloux'un vaazını da deftere aktarmıştı, ancak şu yorumla: "Bu sevimli coşkuyu anlıyorum. Felaketlerin başlangıcında ve bunlar son bulduğunda hep biraz söz sanatı yapılır. Birinci durumda henüz alışkanlıklar kaybolmamıştır, ikinci durumdaysa geri gelmiştir. Asıl felaket sırasında gerçeğe alışılır, yani sessizliğe. Bekleyelim."
Sayfa 121
Kolları arasında onu tutarken, gövdesine yumulmuş o tanıdık saçlı başı sıkarken gözyaşlarına engel olamadı, bunların o anki mutluluktan mı, yoksa çok uzun süredir bastırılmış acıdan mı olduğunu bilmiyordu; en azından bu yaşların, şu anda omzuna gömülmüş duran bu yüzün, onca düşlediği yüz mü, yoksa tersine, bir yabancının yüzü mü olduğunu bilmesini engellediğinden ötürü bir rahatlık içindeydi.
Sayfa 290
Oysa bir kavganın tomurcuğuna / Su taşıyan da bendim / Ellerinin kanadığını görüp ağlayan da
Sayfa 13
Yaşanmamış bir fotoğrafını çekelim güldüğümüzün...
Sayfa 408
Göreceksen şimdi gör beni Çünkü tabutlar ışık geçirmez
Sayfa 366
Reklam
Ey bu ülkede Artık ne sabah ne akşam olacak Üç çocuk daha öldü Yatağında üç kere daha sırtını döndü halk
Sayfa 346
pencereyi aç soluğun çıksın dışarı Sen büyütmedin mi ciğerinde onu kokusu hayatı yıkasın diye pencereyi aç sesin sarsın dünyayı duyulu elbet ta ötelerden yürek kendini tanır
yırtarak geçiyor kalbimizden hayatı da törpüleyen zaman şuramızda bir şey var acıya benzer umuda benzer böyle günlerde her şey hem acıya hem umuda benzer
Sayfa 89
şimdi dingin gövdende uğultuyla büyüyen sessizlik bir gün benim elimde patlamaya hazır mavzer olsun başını omzuma yasla göğsümde taşıyayım seni gövdem gövdene can olsun
Sayfa 102
şimdi senin uzanıp yattığın otlarda / yarın yeni bir yeşillik büyüyecek
Sayfa 104
32 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.