Bu sabah erken kalktım. Yüzüme üç kez gerçekler çarptım. Kanadı yüzüm, gözüme gerçek kaçtı. Gözümün sulandığını görenler ağladığımı sandı, oysa gerçek gözümü yakmıştı.
Bu yüze gerçek çarpma ve göze gerçek kaçırma beni zinde yaptı. Dışarı çıktım, yolum uzundu. Nicedir yürümeyişlerimle biriken adımlarımı da yanıma aldım. Yorgunluğumu, kendini
Yani İranlı Ali öğretmen için mendil sümüklü olunca cebe konulması iğrenç, ama herkesin ayak bastığı ve gelip geçtiği sokağa tükürmek, sümkürmek iğrenç değil. Peki baba, sence bizim halkımız da mı aynı düşünüyor?
Ne endamlı iştir şu yaşamak
Ülkemin tarihi kadar uzun ve soylu
Şenlikler kurulmuş caddelere
Bir ben miyim ne alkışlanmadan ölen?
Kendimi yok edişimin bir yıldönümü olsaydı keşke…
Usülden de olsa rahmet dilenirdi ardımdan
Belki
Yaşamaya çalışırken
en az sevgi dinlendiğim miktara denk düşecek kadar
Ahmak nefeslerimin toplamı kadar denklem