Sessizdi gece, ay usulca bakar,
Bir bebek uyur, teni rüzgarla akar.
Ne bir korku bilir, ne de bir keder,
Filistin toprağında masum bir nefer.
Gökyüzü hüzünlü, yıldızlar sönük
Bir bomba sesiyle yıkılır ışık.
Minik eller düşer, tutunamaz hayata,
Gözlerden kaybolur sabahın ışığında.
Suçu neydi? Günah ne bu masum tende?
Bir avuç sevdayı kopardılar küçücük bedende.
Ne bir gülüş kaldı, ne de bir oyun,
Zulümle silindi o saf ruhun ve soyun.
Ama unutulmaz silinmez izler,
Her bebek bir çığlık, her can bir söz der.
Bir gün gelir haksızlık biter,
Filistin’in bebekleri barışla güler.
Bazen aklım almıyor; onu yalnızca ben, hem de öylesine içten, öylesine dolu dolu severken, ondan başka hiçbir şey görmez, bilmezken, ondan başka hiçbir varlığım yokken, nasıl olur da onu bir başkası da sever, sevebilir?