MÖ Beş Milyon: Bilinen en eski insan benzeri maymun cinsi olan Australopithe- cus Afrika'da ortaya çıktı.
MÖ İki Milyon: Homo habilis ve dişisi ellerini kullanarak yonttukları taşlarla aletler yapıyordu ve hâlâ Afrika'dan çıkmamışlardı.
MÖ 1,5 Milyon: Meşaleyi homo erectus ve femina erecta devraldı. Gerçekten de ateşi keşfeden ilk
Osmanlı'ya övgü olarak Hristiyan gemilerini Yemen Babu Mendeb boğazından geçirmemeleri yeterlidir. Çünkü Cidde denizinin yanından geçmeleri gerekecektir ve orası da haremdendir. Kızıldeniz onlara göre Hristiyanların giremeyeceği harem bölgesindendi. Osmanlı gemileri Yemen'de Hristiyan tüccarlarının mallarını teslim alıyor, Süveyş kanalına aktarıyor ve Akdeniz'de teslim ediyorlardı.
Osmanlı İmparatorluğu ile Britanya hükümetinin Süveyş kanalının inşa edilmesine karşı çıkmalarının bir nedeni de Mısır'ın bağımsızlığına yol açabileceğidir. Başka deyişle, Said Paşa Süveyş berzahının açılması işine bu kadar canla başla sarıldıysa bunun nedeni Mısır'ı Osmanlı İmparatorluğu'nun geri kalanından hem simgesel hem de maddi olarak daha iyi ayırabilmek, yani Mehmed Ali Paşa'nın başlattığı işi tamamlamaktı. Babıâli'nin başka bir endişesi de Kızıldeniz ve Hicaz konusundaydı: Kanalın açılması bölgeyi önemli şekilde etkileyebilecek, İslam'ın kalbine, Osmanlı padişahının halife de olması hasebiyle korumakla yükümlü olduğu Haremeyn-i Şerifeyn'e de zarar verebilecekti. Siyasal düzeyde ise, 1840 yılından sonra Osmanlı yetkisine bırakılan bir bölgeye yabancılar daha hızlı ve daha kolay müdahale edebilirdi. Başka deyişle, zaten yaşanan bu kaos durumu Avrupalı güçlerin muhtemel müdahalesiyle daha da karmaşıklaşabilirdi.
Kızıldeniz'deki Portekiz varlığı, Avrupa'nın Mısır'la olan ticaretinde tekel oluşturan Venedik ile Ragusa'nın ekonomik çıkarlarını da tehdit etmekteydi. Venedik Onlar Konseyi Lizbon'la diplomatik ilişkilerini kopardıktan iki yıl sonra, 1504 yılında yeni Kahire elçisi Bernardino Giova'ya Memlük yetkililerle Süveyş berzahında bir kanal kazılıp kazılamayacağı konusunu görüşmesini emreder. Birkaç yıl sonra, 1510 yılında, Venedik'e rakip ve çağda en bü yük ticari gemi filolarından birine sahip olan Ragusa Dalmaçya Cumhuriyeti Memlüklere yine aynı kanal fikrini açar. Portekizliler de Süveyş berzahında bir kanal açılmasının sunacağı imkânların bilincindedir.
Jung, Kehf sûresinin 60-64. âyetlerini şu şekilde yorumlar: "îki denizin birleştiği yerde" hayatî noktaya ulaşılır. Bu yer, batıdaki ve doğudaki denizin birbirine çok yaklaştığı Süveyş körfezi olarak tefsir edilmiştir. Burası "orta yer" diye ifade edilen semboldür. Ashâb-ı Kehf
kıssasında sözü edilen mağaranın "orta yer"ini burada hatırlayalım.
Mısır’da sol hareketin gelişimi O sm anlı devletinin büyük kentlerinde yaşanan deneyim e benzer bir seyir izlemiştir. İlk sosyalist düşünceler Avrupa ülkelerinde öğrenci olarak bulunan Mısırlılar tarafından benimsenmiş, Kahire ve İskenderi ye gibi büyük kentlerde ve sanayi kesiminde çalışanlar arasında yayılm ıştır. 19.yüzyılın sonu ve 20.yüzyılın başlarında Avrupa’da ilerici düşüncelerle tanışan Suriyeli Hristiyan öğrenciler milliyetçilik, sosyalizm ve serbest girişim türünden fikirler ve uygulam alarla tanışmış ve bir grup aydın Mısır’a yerleşerek yayın faaliyetlerinde bulunm uştur. Mısır’da mevcut Britanya yönetimi büro deneyimlerinden, dil bilgilerinden ve yönetim becerilerinden yararlanmak üzere bu tür kişilere çeşitli işler vermiş, ancak Farah Antun gibi bir çoğunun sosyalizme yönelm esine engel olamamıştır.
Pek çok ilginç şey öğreniyordu.
Güney Kore'de erkeklerin de makyaj yapması çok doğal bulunuyordu mesela.
Eskimolar kendilerine İnuit denmesini istiyorlardı.
İzlandalılar kuzu kellesi yemeyi çok seviyorlardı.
Papua Yeni Gine'de sekiz yüzden fazla yerel dil konuşuluyordu. Biraz şüpheli buldu bunu.
Japonya'da otomatlardan yumurta, tuvalet kağıdı, pirinç gibi şeyler alınabiliyordu.
Kuzey ışıklarının en iyi izlenebildiği yer Finlandiya' nın Kuzey Kutup Dairesi içinde kalan Rovaniemi şehriydi ve İstanbul'dan uçuş dört saat kırk dakika sürüyordu.
Tayland'ın eski adı Siyam,
Myanmar'ın Burma, Kongo'nun Zaire, Etiyopya'nın Habeşistan'dı. Bir zamanlar Yunanistan'a Hellas, İran'a Persiya, Irak'a Mezopotamya, Sri Lanka'ya da Seylan deniyordu.
Panama Kanalı Büyük Okyanus'u Atlas Okyanusu'na,
Süveyş Kanalı Akdeniz'i Kızıldeniz'e,
Don-idil Kanalı Hazar Denizi'ni Karadeniz'e,
Korint Kanalı Ege Denizi'ni Adriyatik Denizi'ne bağlıyordu.
Ne güzel denizlerdi bunlar.
Dünya ne büyüktü.
Süveyş - İskenderun - Girit üçgeni içinde yer alan Kıbrıs, Doğu Akdeniz'de birkaç istikameti birden kontrolü altında tuttuğu için Malta ve Girit'ten çok daha büyük bir ehemmiyeti ifade etmektedir.
Basiretten okuyunca yine denilebilir ki; Evlad-ı Osmanlı, vatan için can verdi. Ama o vatan bizimki değil Alaman'ınkiydi. Zira onların derdi İngiliz'i Mısır'da bir müddet bize meşgul ettirip Avrupa cephelerinde rahatlayabilmeleriydi. Alaman açısından bu maksat bin kere hâsıl oldu.
Üstelik Süveyş Kanalı'nda düşman yüzü göremeden suya gömülen on binlerce askerimizin dörtte biri Filistin'den ve Sina'dan silahaltına alınmış kimselerdi. Elin İngiliz'i bunu dahi kullandı. "Osmanlı, Alamanların keyfi için göz göre göre Arapları ölüme gönderiyor" diyerek bin yıllık kardeşlerin zaten birbirlerine karşı sarsılmış olan itimadını hepten bitirmeye çalıştı. Bunları yazarken bile yüreği yanıyor insanın ama hakikat bu. Sen aklını, iradeni elin oğluna emanet edersen; o da sana silahını satar, cephanesini satar. Yetmez, başına kumandanlarını atar. Karşılığında hem paranı alır, hem de seni hamaliyede kullanır. Sen omuz omuza düşmana karşı savaştığınızı zannedersin, ama o seni sırtından vurur, sonra sana sargı bezi satar, ilaç satar. Yeniden paranı da alır, duanı da...
Başımı çevirdiğim zaman Kamame'nin kubbesi gözüme çarpıyor.
Burası Filistin'dir. Daha aşağıda Lübnan var; Suriye var; bir yandan Süveyş Kanalına, öbür yandan Basra körfezine kadar çöller, şehirler ve hepsinin üstünde bizim bayrağımız!
Ben bu büyük imparatorluğun çocuğuyum.
Zeytindağı' nın tepesindeyim. Lut Denizi'ne ve Gerek Dağları'na bakıyordum. Daha ötede, Kızıldeniz'in bütün sol kıyısı, Hicaz ve Yemen var. Başımı çevirdiğim zaman Kamame'nin kubbesi gözüme çarpıyor. Burası Filistin'dir. Daha aşağıda Lübnan var; Suriye var; bir yandan Süveyş Kanalı'na, öbür yandan Basra Körfezi'ne kadar çöller, şehirler ve hepsinin üstünde bizim bayrağımız! Ben bu büyük imparatorluğun çocuğuyum.